“Öyleyse ne fark eder ki! Karanlık çöktüğünde her yerde olacağım; baktığın her köşede. Açlar doyabilsin diye kavga verildiğinde orada olacağım. Ne zaman polis birini dövse orada olacağım. Sinirlenip bağıran adamlar olunca karşına çıkacağım. Aç çocuklar yemeğin hazır olduğunu duyup güldüklerinde orada olacağım. Ve insanlar kendi yetiştirdiklerini yiyip, kendi inşa ettikleri evlerde yaşayınca ben orada olacağım.”

“Gazap Üzümleri”, John Steinbeck’in ABD’deki “büyük buhran” zamanında kapitalizmin artık insanları sömürmekle yetinmeyip, yok etmeye çalıştığı dönemi anlatan, kendisine Pulitzer-Nobel ödüllerini kazandıran romanı. 

Ayrıca Le Monde’un en iyi 100 kitap listesinin de 7. Sırasında. 


 

Neyse sözcükleri sünger gibi çekip uzatmak yerine özetlemek gerekirse; kesinlikle bir başyapıt. 

Hele bir ana karakteri var ki... 

Finali ise tez konusu... 

Bir arkadaşımın dediği gibi, “Öyle bir kitaptır ki, kızım olsa damadımı bu kitaptan sınava çekerim.” 

Bu arada Stalin’in SSCB’de “Gazap Üzümleri”ni yasaklattığını da yeni öğrendim. Stalin kitabı okuduktan sonra (Bakın özetini değil, kitabın kendisini okuyor :)), “Madem yoksulluktan ve açlıktan bu durumdalar, nasıl her yere araba ile gidebiliyorlar? Çok saçma!” diye yasaklatıyor. 

Bu da işin magazin boyutu…