Her hafta istisnasız aynı şeyler yaşanıyor ligimizde. Bankadan girip algıya başlıyorlar sonra 3 aydır oynamayan stoperin oynamamasını gündeme taşıyıp akıl bulandırmaya başlıyorlar.
Tabi bunlar yapılacakken “acaba yine ne olacak” demeye başlıyoruz ve hemen ardından yönetici açıklamaları başlıyor.
Oysa o açıklamaları yapılırken Eyüpspor’un sarı kart sınırındaki oyuncusu saçma sapan sarı kartlarla cezalı duruma düşüyor. Teknik adam Arda Turan ise Seyrantepe’ye gitmemek için midir Rize maçını daha önemli gördüğü için midir kestiremediğim bir sebepten saha kenarında kırmızı kart görmek için her şeyi deniyor.
Büyük hoca olacak kişi 3 kartı olan ve önemli bir maçı olan oyuncuları dikkat edin diye uyarmaz mı sizce?
Bu da bir adımı değil midir iyi hocalığın?
Belki de tüm bu tiyatro tüm her şeyi örtmek için bilemiyorum.
Flip Kostic’in yerde kaldığı pozisyon penaltı değil. Hakemin kararı yanlış. VAR’ın müdehale etmemesi ise tam bir skandal. İşte o YAPI bu penaltıyı iptal ettirmeyip üzerine 3 hafta konuşturacak.
Ama dikkat edin bu skandallar genelde Fenerbahçe iyiyken lehine saçma bir penaltı uydurularak ortaya çıkartılıyor.
Galatasaray 3/4 attığında, yani skoru aldığında ise aleyhine tartışılır bir penaltı verilip ellerine done bırakılıyor. Sonra 3 hafta o penaltıyı konuşup duruyor yönetici ve taraftarlar.
Bu haliyle izlenebilir mi bu lig?
Derneğe üye olmayan hakemin kariyerini bitirenler ligin kaderine keyiflerine göre dokunuş yapmazlar mı?
Yapı işini sulandırmayın.
En son federasyon başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu bile YAPI VAR demişti. Demekki böyle bir yapı var. Zaten Galatasaray’ından Beşiktaş’ına Fenerbahçe’sinden Federasyon başkanına, eski hakeminden topçusuna herkes bunu söylüyor.
Konuşan taraftarlara itham etmeyin hakka girmeyin demek ne kadar komik değil mi?
Eyüp’lü Ahmet Kutucu bu sezon 6 gol 5 asistle takımının en önemli ve formda ismi. İtirazdan cezalı duruma düşüyor. Eski twitleri çıkıyor, başkanı Galatasaray’ın bir maçı sonrası soyunma odasında tren şovu yapıyor!
Taraftar hakka girmesin ayıp oluyor deniyor.
Bodrumspor’lu Ege Bilsel sarı kartı varken Torreira’ya arkadan net şekilde basıyor. Sarısı olan bir oyuncunun yapmaması gereken bir hareket. Ege bu hareketi ortada hiç bir tehlike yokken yapıyor ve soyunma odasına gidip “Fener Ağama” diye attığı twiti siliyor.
Taraftar hakka girmesin ama ayıp oluyor.
Bu senaryoları Taylan’la, Muğdat’la, Emre Kılınç’la yönetici olarak Yüksel Yıldırım, Ali Çamlı’yla çokça görüyoruz.
Yapının çökmemesine de değineceğim ama öncesinde yapının bambaşka bir örneğini anlatayım kısaca.
Hafta içi Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş’tan bağımsız olarak milli maç oynandı. Maçın yayıncısı TV8 sadece kameranın aktardığı görüntüyü paylaşmakla mükellef. Kendi kamerası yok, yayın yönetmeni dahi o ülkenin vatandaşı. Ama gelin görün ki savcılık “bahis reklamı” sebebi ile kanal sahibi “Acun Ilıcalı” ya soruşturma başlatılıyor.
Daha evvel TRT, TRTspor, bazı hazırlık maçlarında GSTV ve hatta Premier Lig yayıncısı olan Bein’de bile saha kenarındaki reklamların var olduğu onlarca maç yayınlanmıştı.
Soruşturma?
Yok tabi ki.
Ama konu ve muhatap Fenerbahçe’ li olunca hoop bi soruşturma açalım da çok fazla açıklama yapmasın mantığı işletiliyor.
Peki bu sizce YAPI işi değil mi?
Saydığım diğer tüm kanalların da hiç bir suçu yok saha kenarındaki reklamlarda olanlarla ilgili. Ama zaten onlara soruşturma yok Fenerbahçe’li kanal sahibine var!
Peki bu yapı nasıl çöker, nasıl yok edilir?
Var mı bir fikriniz?
Benim var, hem de çok basit ve uygulanabilir bir çözüm.
Ne mi o çözüm?
ADALET.
Maçların adaletli yönetilmesi, cezaların adaletli verilmesi, oyuncuların adaletli ter akıtması.
Çok basit bu.
İlk önce saha kararları, sonra cezalar adaletle verilirse inanın bana tüm yapı çöker.
Yapıyı çökertmek yerine sulandırmayı, yok etmek yerine mahkemeleri dahi kullanacak noktaya getirenler çökmesine izin vermiyor.
Sadece Ali Koç’a bağlamak akılsızlık.
Aziz Yıldırım varken de bu yapı 3 Temmuz kumpasını yapmadı mı? Orda da Fenerbahçe mağdur edilip 10 yıllık şampiyonsuzluğun zemini hazırlanmadı mı?
Anlamak çözmeye yetmiyor.
Harekete geçmek lazım.
Mesela Ege Bilsel’in durumunu açık açık konuşan tek kişi Erman Toroğlu oldu. Trt, yayıncı diğer spor kanalları görmedim, duymadım, bilmiyorum demekten öteye geçmedi. Neymiş 2 sarı kartta doğruymuş. E doğru tabi, sorun kartlarda değil. Neden görüldüğünde.
Bu oyuncuları, teknik adamları, başkanları topluma ifşa edip bir daha yapmasına engel olunmasını sağlamak medyanın görevi değil mi?
Ama öyle bet konuştuğunuzda YAPI sizi holigan ilan edip, ekranı, köşeyi ve gazetecilik yapmanızı engelliyor. Basın mensuplarının bir sorunu da bu. Ama yapının İFŞA olmamak için ÇÖZÜMÜ oluyor bu mobing.
Sonuca gelirsek.
Yapı çok kolayca çökertilir. Bir çok örnek ve yaklaşım anlattım yukarıda.
Sadece adaletli ve vicdanlı kararlar yapıyı paramparça etmeye yeter.
Özel bir çabaya gerek yok.