Türkler tarih boyunca pek çok devlet kurmuştur. Bazı tarihçilere göre tarihte imparatorluk, devlet, hanlık, beylik ve atabeylik olarak kurulan Türk topluluklarının sayısı 120’ye yakındır.
Peki Cumhurbaşkanlığı armasında bulunan 16 yıldızın temsil ettiği 16 Türk devleti nedir derseniz onlar bağımsız olarak hüküm sürenlerden en büyük olanlardır. Armada bu yıldızların çevresini sardığı güneş ise son Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmektedir.
On altı büyük Türk devletinden Büyük Hun ve Göktürk İmparatorlukları 18 milyon kilometrekare, Büyük Selçuklu İmparatorluğu 10 milyon kilometrekare, Osmanlı İmparatorluğu ise üç kıtada 20 milyon kilometrekare yüzölçümüne ulaşmıştır. Dolayısıyla 2200 seneyi aşan Türk tarihi, müddet, yüzölçümü, süreklilik, istikrar, askerî ve malî güç bakımından benzersiz seviyelere ulaşan devletleriyle tam anlamıyla bir başarı hikâyesidir.
BÜYÜK HUN İMPARATORLUĞU
Milat’tan önce 220 yılında Kara Han tarafından kurulmuştur. Osmanlıların da atası olan Kara Han oğlu Oğuz Han, Milat’tan önce 209 yılında tahta geçince ilk düzenli kara ordusunu kurmuştur. Nitekim bu tarih, Türk Kara Kuvvetlerinin kuruluş tarihi olarak kabul edilmiştir ki 28 Haziran’da kara ordumuzun 2232. yıl dönümü kutlanacaktır.
Kara Han ve Oğuz Han yerine kullanılan Teoman ve Mete, bunların Çin kaynaklarındaki karşılığı olan T’ou-man (Tuman) ile Mao-t’un (Motun) isimlerinden gelmektedir. Hun hanedanı, Osmanoğullarından sonra en devamlı Türk imparatorluk hanedanıdır ki 436 yıl sürmüştür.
II. Bayezid Han devri tarihçilerinden Hasan Bayâtî, Oğuz Han’ın Hazret-i İbrahim devrinde yaşadığını ve o zamanki hak dinin mensubu olduğunu aktarmaktadır. Nitekim eşini tek tanrıya inanlardan seçmiştir. Ayrıca neslinden gelenlerin kurduğu Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinin dokuz asır boyunca İslam’a yaptıkları hizmetler göz önüne alınarak tarih boyunca Oğuz Han’a hep saygı gösterilmiştir.
ÖVÜNÜLECEK BİR TARİH
Ecdadımız bizlere, dünya üzerindeki her ferdin imreneceği, gerçekten şanlı bir tarih mirası bırakmıştır. Bu kadar uzun zaman diliminde meydana gelen bazı özel durumlar cımbızla çekilip art niyetle öne çıkarılmadığı sürece, bu tarihî mirasta utanacağımız hiçbir husus yoktur.
Güçlü bir Türk devleti biz vatandaşları için bir nimet olduğu gibi aslında bütün dünya için bir gerekliliktir. Geçmişimiz, sadece Müslümanların değil bütün mazlum ve mağdur milletlerin sığınağı olma konusunda verdiğimiz parlak örneklerle doludur. Belki bizim ömrümüz yetmeyecek ama, dünyanın önde gelen fütüristlerinin objektif verilerden yola çıkarak yaptıkları tespitlere göre ikinci asrına giren devletimizi, çok uzak olmayan bir gelecekte eskisinden de parlak bir dönem beklemektedir.