Önceki yazımda, 1 Nisan 1683 günü Sultan IV. Mehmed ile Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın muazzam bir ordu ile birlikte Alman Sefer-i Hümâyûnu için Edirne’den ayrıldığını, ordunun 23 Mayıs’ta Belgrad’a ulaştığını, padişahın bir kısım maiyetiyle burada kalarak sadrazama Yanık ve Komran Kalelerini fethetme görevini verdiğini, ancak paşanın seferin hedefini 27 Haziran’da Viyana olarak değiştirdiğini, padişahın da bu karara uyduğunu yazmıştım.

Yanık önlerinden ayrılan ordu yürüyüşüne devam etmiş, nihayet 13 Temmuz’da Viyana görünmüştü. Sadrazam, yanında Kırım hanı, birkaç vezir ve beylerbeyi olduğu hâlde 1000 atlı ile surlara kadar sokuldu. 154 yıl önce Kanûnî’nin otağını kurduğu yere geldi. Ertesi gün yani 14 Temmuz 1683’te muhasara başlamıştı.

BÜTÜN AVUSTURYA İŞGAL EDİLİYOR

Osmanlı ordusunun mevcudu hakkında Batı kaynaklarında çok abartılı rakamlar verilse de Viyana kumandanı Kont Starhemberg’in (ö. 1701) İmparator I. Leopold’a (ö. 1705) yazdığı mektupta verdiği 60.000 muharip asker rakamının doğru olması gerekir. Kırım süvarileri, Osmanlı akıncıları ve hizmet efradı bu rakamın dışındadır. Bu arada “Kont, imparatora neden mektup yazıyor, o da başkent Viyana’da değil miydi?” derseniz, 23 yıldan beri Alman imparatoru, Bohemya kralı ve Avusturya arşidukası ünvanlarını taşıyan I. Leopold, ordularının başkumandanı Lorraine Dukası Charles’ın Kara Mustafa Paşa’ya mağlup olup Viyana önlerini savunmasız bırakmasının ardından halkın “Bizi bırakıp nereye gidiyorsun?” feryatları arasında şehri tek etmiş, önce Linz’e ardından da Passau’ya çekilmişti. Başkentinin savunmasını da Kont Ernst Rüdiger von Starhemberg’e havale etmişti. Daha sonra ahaliden 80.000 kadarı da şehirden ayrılmıştı.

Bu arada Kırım atlıları ve akıncılar Viyana’ya 180 km uzaklıktaki Linz’e kadar olan bütün Tuna vadisini ve güneyde çok geniş bir bölgeyi işgal etmişler, İsviçre’ye yaklaşmışlardı. 40.000 genç Alman esir edilmişti. İhtiyar ve çocuklara dokunulmuyordu. Akına giden birlikler son derece değerli ganimetlerle dönüyorlardı. Ne yazık ki bu ganimeti memleketlerine götürüp zengin bir hayat sürmenin hayali, askerin savaşma gücünün azalmasında tabii olarak etkili olmuştur. Esas amaçtan sapılarak bütün kuvvetlerin Viyana üzerinde toplanmaması Kara Mustafa Paşa’nın bu muhasaradaki hatalarından biriydi. İmparatorun bütün maiyetiyle taht şehrini terk etmesi ve Avusturya’nın Viyana ve birkaç kale dışında kolayca işgal edilmesi, paşayı Viyana’nın da nihayet birkaç hafta içinde düşeceğine inandırmış olsa gerektir.

Whatsapp Image 2024 07 19 At 11.26.43

KALE DİRENİYOR

Viyana sadece Avrupa’nın değil dünyanın en mükemmel kalelerinden biriydi. Derin ve geniş bir hendekle çevrilmişti. Kale çevresinde 12 kuvvetli tabya vardı. Bunlar da yine içi birkaç sıra sivri kazıklarla kaplı derin hendeklerle çevriliydi. Kale binlerce topla savunuluyordu. Şehrin altı, mükemmel bir tünel şebekesiyle örülmüştü. Bu tünellere bile küçük çapta toplar yerleştirilmişti.

Kara Mustafa Paşa, Kont Starhemberg’e mektup yazarak kaleyi teslim etmesini istedi. Kont bu teklifi reddedince paşa şehrin banliyölerini ateşe verdi. Kontun keşif için kaleden çıkardığı süvari kuvvetinden 500’ü esir düşerek gerisi kaleye kendilerini zor attılar. Paşa kalenin eninde sonunda zayiat fazlalığından ve ümitsizlikten teslim olacağına inanıyordu. Teslim olan kale yağma edilmeyeceğinden bu yolla bu kadim şehirdeki hazinelerin ve tarihî eserlerin hasar görmeden İstanbul’a götürülmesini hayal ediyordu.

Sonuçta çeşitli olayların vuku bulduğu iki ay geçti. Bu arada pek çok çatışma yaşandı. Kale bir türlü alınamadı. Belki de kendilerini kaplayan derin ümitsizlik, kaleyi savunan kumandan ve askerlere ayrı bir azim ve irade kazandırmıştı. 23 Ağustos’a gelindiğinde Viyana müdafilerinin durumu son derece kötü olsa da Osmanlı ordusunda da yılgınlık alametleri görülüyordu. Paşalardan neferlere kadar herkes, bu Allah’ın belası kaleden çekilip gitmeyi, memleketlerine dönerek aldıkları bol ganimetin zevk ve sefasını sürmeyi düşünüyorlardı.

Osmanlı tarihindeki mühim kırılma noktalarından olan II. Viyana Kuşatması’nı anlatmaya müteakip yazımda devam edeceğim.