Vefatının 512. yıl dönümü münasebetiyle bu yazımda, 8. Osmanlı padişahı II. Bayezid’den bahsetmek istiyorum.

Sultan II. Bayezid, Fatih Sultan Mehmed Han ile Gülbahar Hatun’un oğludur. Bu hanım Arnavut asıllı olup babasının adı Abdullah’tır. Fatih ile Manisa’da sancakbeyi iken 1446 yılında evlendi. Yaygın rivayete göre Şehzade Bayezid’i 1450 yılında, Dimetoka Sarayı’nda dünyaya getirdi.

Şehzade Bayezid babasının ölümü üzerine 1481 yılında 31 yaşında tahta geçti. Küçük yaştan itibaren tam bir ihtimamla yetiştirilmiş, devrin en kıymetli âlimleri elinde tahsil görmüştü. 1473’teki Otlukbeli Savaşı’na sağ kol kumandanı olarak katılmıştı.

Whatsapp Image 2024 05 27 At 11.24.35

FATİH’TEN KALAN TOPRAKLAR MUHAFAZA EDİLDİ

II. Bayezid 31 yılı aşan saltanatı süresince babasından kalan toprakları muhafaza etti, bir miktar da artırdı. Beş defa ordunun başında sefere çıkmıştır. Bunlar 1483’te Macaristan üzerine Morava Seferi, 1484’te Boğdan Seferi, 1492’de Belgrad’ın Osmanlılarca 3. defa muhasara edilip alınamadığı Macaristan ve Arnavutluk Seferi, 1499’da Venedik üzerine Yunanistan Seferi ve 1500’de yine Venedik üzerine Güney Mora Seferi’dir.

Ayrıca Kemal Reis’in 1487 ve 1510’daki I. ve II. İspanya Seferleri ile Silistre Sancakbeyi Bâli Bey’in 1498’deki I. ve II. Lehistan Seferleri II. Bayezid devrinin mühim askerî harekâtlarındandır.

SAFEVÎ TEHLİKESİ BÜYÜYOR

Sultan II. Bayezid, saltanatının son senelerinde yaşının ilerlemesi ve sağlığının bozulması sebebiyle devlet işlerini vezirlerinin eline bırakmıştı. Anadolu’da gittikçe büyüyen Safevî tehlikesine karşı gerekli adımlar istenildiği gibi atılmıyordu. İşte böyle bir ortamda şehzadeler arasında taht kavgası başladı.

II. Bayezid ve vezirler, Amasya Sancakbeyi Şehzade Ahmed’i tutuyorlardı. Yirmi dört yıldan beri Trabzon sancakbeyi olarak görev yapan geleceğin Yavuz’u Şehzade Selim ise İran’a diğerlerinden daha yakın olduğu için, Safevî tehdidini derinden hissediyor ve bir an evvel bertaraf edilmesini devletin bekası açısından gerekli görüyordu. Trabzon İstanbul’a uzak olsa da gelişmeleri yakından takip ediyor, tahtın ağabeyi Ahmed’e verileceği yolundaki haberler kendisine ulaşıyordu.

YAVUZ TAHTA GEÇİYOR

Tahta geçme konusunda kararlı olan Şehzade Selim sancağını terk ederek oğlunun yanına Kefe’ye gelmiş, bir müddet sonra da Rumeli’ye geçmişti. Kendisine gönderilen nasihatçilere babası ile görüşmek istediğini söylediyse de II. Bayezid’in vezirleri buna mani oldular. İş, baba ile oğulun Çorlu yakınlarında harbe tutuşmalarına kadar vardı. Hâlbuki Anadolu’da Şahkulu isyanlarıyla mücadele bütün hızıyla devam ediyordu. Bu arada merkezdeki yeniçeriler tamamen Şehzade Selim tarafına dönmüşlerdi.

II. Bayezid, oğulları Ahmed ve Selim ile onların destekçileri arasında kararsız kalmıştı. Nihayet gelişen bir dizi olayın akabinde 24 Nisan 1512 tarihinde Şehzade Selim lehine tahttan çekilmek zorunda kaldı.

BABA NASİHATİ

Eski Saray’a taşınan II. Bayezid burada rahat edemeyerek bir ay kadar sonra Dimetoka’daki saraya gitmek istediğini bildirdi. Yavuz babasının bu isteğini kabul etti ve kendisini bizzat uğurladı. İstanbul surlarına gelindiğinde atından inerek hasta olduğu için tahtırevanla giden babasının yanında yayan yürümeye başladı. Eski padişah, veda edip ayrılırken elini öpen oğluna “Adaletten ayrılma, âcizlere ve bîçarelere karşı merhametli ol. Kimsesizlere şefkat göster, herkesin sana râm olmasını istiyorsan ulemaya çok saygı göster, zaruret olmadıkça kimseye sert davranma!” diye nasihat etmiştir.

Ne yazık ki yolculuk sırasında hastalığı iyice artan II. Bayezid Dimetoka’ya ulaşamadı. Edirne’ye 27 kilometre mesafedeki bugünkü Havsa ilçesi ile Sazlıdere arasındaki Abalar köyü mevkiinde 26 Mayıs 1512 günü vefat etti.

BAYEZİD CAMİİ’NDEKİ TÜRBESİNDE

II. Bayezid’in yaptırdığı eserler arasında Amasya’da cami, imaret ve medrese; Edirne’de cami, medrese, tabhâne, imaret ve dârüşşifâ ile İstanbul’da cami, kervansaray, çifte hamam, mektep, medrese ve imaretten meydana gelen külliyeleri başta gelir.

Türbesi, Bayezid Camii’nin kıble tarafındaki alandadır. Mimar Hayreddin yapısı olup dört sütunlu giriş kısmında geniş saçaklı bir hol vardır. Giriş dışındaki her bir yüzünde üst üste ikişer pencere bulunan sekizgen plânlı bir yapıdır. Duvarları ile kubbenin içi kalem işleri ile süslüdür. Türbede sadece, sedef kakmalarla süslenmiş bir parmaklık içerisindeki II. Bayezid’in sandukası vardır.