Osmanlı padişahlarının anneleri olan valide sultanları anlatmaya devam ediyorum.
1904’de vefat edene kadar 28 yıl valide sultanlık yapan Rahîme Perestû Valide Sultan, II. Abdülhamid’in öz annesi olmadığına göre, padişah annesi olan son valide sultan, V. Murad’ın annesi Şevkefzâ Valide Sultan’dır. Bu makamda, oğlunun tahttan indirildiği 31 Ağustos 1876 tarihine kadar sadece 3 ay kalabilmiştir. Son iki padişahın anneleri ise oğulları tahta geçtikleri sırada hayatta olmadıkları için valide sultanlık makamı 1904 yılından sonra boş kalmıştır.
VALİDE SULTANLARIN KABİRLERİ
34 padişah annesinden 2’sinin kabri Bilecik’te, 5’inin kabri Bursa’da, 1’inin kabri Trabzon’da, geri kalan 26’sının kabri İstanbul’dadır. İki padişah annesinin kabir yeri belli değildir. Ancak bunlardan II. Murad’ın annesinin Bursa’da, I. Mustafa’nın annesinin de İstanbul’da medfun bulunduğunu tahmin edebiliriz. Ayrıca II. Ahmed’in annesi Hadice Muazzez Sultan’ın, Üsküdar’da Harem İskelesi civarında medfun bulunduğu bilinmesine rağmen kabrinin yeri tam olarak belli değildir. Kaynaklarda Kavak Sarayı olarak da bilinen Üsküdar Sarayı’nın bahçesine defnedildiği kayıtlı olan Hadice Muazzez Sultan’ın kabri, sarayın 1794’te yıkılarak arazisi üzerine Selimiye Kışlası ve diğer binaların inşa edilmesi sırasında kaybolmuştur.
Bu durumda 34 padişah annesinden,
– 1’i Bilecik’te
– 1’i Bilecik’in Söğüt ilçesinde,
– 3’ü Bursa’nın Osmangazi merkez ilçesinde,
– 2’si Bursa’nın Yıldırım merkez ilçesinde,
– 1’i Trabzon’da,
– 21’i İstanbul’un Fatih ilçesinde,
– 3’ü İstanbul’un Eyüp ilçesinde ve
– 2’si İstanbul’un Üsküdar ilçesinde medfundur.
Padişah annesi listesinin dışında kalan Ertuğrul Gazi’nin annesi Hayme Ana’nın kabri, Kütahya’nın Domaniç ilçesinde, II. Abdülhamid’in üvey ve manevî annesi Rahîme Perestû Valide Sultan’ınki İstanbul’un Eyüp ilçesindedir. Padişah annelerinden 5 tanesi (Mâhpeyker, Hadîce Tarhan, Saliha Dilâşûb, Saliha Sebkatî ve Şevkefzâ Valide Sultan) oğluyla aynı türbede medfundur.
TAMAMI MÜSLÜMANDIR
Bu dünyaya gelen hiç kimse anne ve babasını seçememiştir. Yani bir kimse sadece ve sadece anne ve babasının etnik kökeni sebebiyle ne övülebilir ne de yerilebilir. İnsanın erdemi, vatanına, milletine, dinine ve nihayet insanlığa yaptığı hizmetleriyle ölçülür. Ne yazık ki Osmanlı padişahlarının annelerinin etnik kökenleri, akıl almaz bir hafiflikle ve hoyratça magazin malzemesi yapılmaktadır. Bu konuda ortalıkta dolaşan bilgilerin çoğunun tarihî kıymeti yoktur. Haklarında yazılan romanlar, çevrilen film ve dizilerde kendilerine yapılan hayal ürünü isnatlar yetmiyormuş gibi zaman zaman etnik kökenleri üzerinden de haksız suçlamalarda bulunulmaktadır.
Evet, Osmanlı padişahlarının anneleri arasında, Türk ve Müslüman olmayan ailelerden gelenlerin bulunduğu bir gerçektir. Ancak bunlar çok küçük yaşlarda saraya alınmışlar, Türk ve İslam gelenekleri ile padişah hanımı ve padişah annesi olacak şekilde yetiştirilmişlerdir. Türk-İslam kültürü ile yoğrulan bu hanımlar asıllarını tamamen unutmuş ve kendilerini samimiyetle bu milletten saymışlardır. Bu gruba giren az sayıdaki anneden Safiye Valide Sultan dışında ana dilini unutmayanı yoktur.
Osmanlı padişahlarının annesi olan bu 34 hanımın tamamı iyi birer Müslüman olup ibadetlerini titizlikle yapmışlardır. Hatta bir kısmı, oğulları gibi tasavvufî bir meşrebe mensup idi. Osmanlı ülkesine yayılmış pek çok şehirde bıraktıkları hayır eserlerinden çoğunun cami ve mescit olması, bu sözümüzün bir delilidir. Padişah annelerinin bıraktıkları hayır eserleri ile ilgili olarak geniş bilgi almak için ilk baskısı 2007 yılında yapılan “Padişah Anneleri - Eserleriyle Valide Sultanlar” kitabımıza müracaat edilebilir.
Padişah annelerinin etnik kökenleri ile bilgiyi müteakip yazımda vereceğim.