6 Şubat 2023 sabahı saat 04:17’de, merkez üssü Gaziantep şehir merkezinin 30 kilometre kadar batısında, Şehitkamil merkez ilçesine bağlı Sofalaca köyü olmak üzere 7,7, bundan 9 saat kadar sonra 13:24’te de merkez üssü ilkinin 200 kilometre kuzeyinde, Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesi olmak üzere 7,6 şiddetinde iki müthiş depremle sarsıldık.
Bu depremlerin her ikisi de odak derinliği 5 kilometre civarında olan sığ odaklı depremlerdi. 10 ilimizi ve ilçelerini içine alan ve Türkiye sınırları dâhilinde 13,5 milyon insanın yaşadığı 500 km çapında büyük bir alanı yıkıp geçen bu deprem, yerli ve yabancı bütün otoritelerce yüzyılın depremi olarak nitelendirildi.
1939’daki Erzincan depremi belki 7,9 şiddetinde idi ama yerin 20 km altında gerçekleşmişti. Ayrıca bu yaşadığımız iki deprem, birbiri ile kesişen iki ayrı fay hattında ve sadece 9 saat gibi kısa bir zamanda meydana geldi. Geçirdiğimiz onlarca depremin tecrübesiyle devletimiz ve milletimiz anında müdahale ettiyse de yıkılan binaların çokluğu ve çok geniş bir alana yayılmış olması ne yazık ki can kaybının yükselmesine sebep oldu. Ayrıca çetin kış şartları, göçük altında kurtarılmayı bekleyenlerin dayanma gücünü kıran ilave bir olumsuzluktu.
ZEMİN 3 METRE KAYDI
Deprem otoriteleri ilk belirlemelere göre fayın geçtiği zeminin saniyeler içinde 3 metre kaydığını belirtiyorlar. Normalde her yıl 2,5 cm batıya kayan Anadolu’nun 3 metrelik yer değiştirmeyi bu kadar kısa zamanda yapmasının, depremin yıkıcı etkisini artırdığına ve yaşadığımız bu korkunç seviyeye çıkardığına dikkat çekiliyor. Bu öyle bir yıkıcılık ki ABD’li uzmanlar, Hiroşima’ya atılan atom bombasından iki bin kat daha büyük olduğunu, İngiliz ve Alman otoriteler ise bu depremin kendi ülkelerinde meydana gelmesi durumunda ülkelerindeki binaların tamamen yıkılacağını ifade ediyorlar.
KIYAMET BENZETMESİ
7 Şubat günü pek çok gazetenin manşetinde “kıyamet” kelimesi bir şekilde vardı. Çünkü yaşanan felaketin büyüklüğünü ifade etmek için başka kelime bulunamadı. “Küçük Kıyamet” ifadesi, 1509’da Sultan II. Bayezid devrinde İstanbul’da meydana gelen ve şehri harabeye çeviren büyük deprem için kullanılmıştır. O devirde nüfusu bir milyon civarında olduğu tahmin edilen İstanbul’da, tarihçi Rûhî’nin yazdığına göre beş bin kişi göçük altında vefat etmiş, başta Fatih Camii olmak üzere pek çok caminin kubbeleri ve minareleri çökmüş, sağlamlığıyla meşhur İstanbul surları bile büyük ölçüde yıkılmıştı.
TOPARLANACAĞIZ...
Bu yazıyı kaleme aldığım şu saatlerde ilk depremin oluşundan itibaren 104 saat geride kalmıştı. Televizyonlar 12 binden fazla binanın yıkıldığını, ölü sayısının 18 bini, yaralı sayısının da 74 bini aştığını bildiriyorlar. Bu kadar uzun süre sonra bile göçük altından sağ olarak kurtarılan canların haberleri geliyor.
Felaketin boyutları çok büyük. Ancak devletimiz ve milletimiz geçmişte yaşadığı acıları nasıl sardıysa bu defa da 85 milyon tek yürek olup kısa zamanda toparlanacağımızdan hiç şüphem yok. Yüce Yaradan vefat edenlere rahmet, yaralılara acil şifalar ihsan eylesin. Milletimizin başı sağ olsun.