Türkiye’nin yeni dönem uluslararası ticari stratejisinde Asya önemli yer tutuyor. Kıta’nın kalbi, Orta Asya’da ise yeni bir inşa dönemi yaşanıyor.

YÜKSELEN ASYA PROJEKSİYONU

Türkiye’nin yeni dönem uluslararası ticari stratejisinde Asya önemli yer tutuyor. Kıta’nın kalbi, Orta Asya’da ise yeni bir inşa dönemi yaşanıyor. Ticaret dünyası her geçen gün ‘Yükselen Asya’ pazarına daha çok odaklanıyor.  Tarihi İpek Yolu’nun mirasını taşıyan Türk coğrafyası Çin’in İpek Yolu Girişimi'nin tam da kaynağında yeralıyor. Bu anlamıyla hem stratejik önemde hem de Rusya'nın Avrasya projesinin ve AB’nin de Asya stratejisinin kalbinde yeralıyor. Türkiye kaçınılmaz ve vazgeçilmez bir ortak konumunda. Tarihi bir mirasın paydaşı olarak Asya’ya artık karayla bağlantı kuran Türkiye yeni bir aktör olarak sahada olacak.
Türk ticaret koridorunda en Batı’da Macaristan’dan Orta ve Güney Asya’ya kadar uzanan alanda bölgesel bağlantıyı güçlendirme süreci uzun süredir devam eden bir hedef. Bu bütünleşme özellikle Türk dünyasının kalbi için daha çok önemli. Karayla çevrili Orta Asya, Avrupa ve güneydeki pazarlara ve ticaret yollarına erişim kazanırken, Güney Asya kuzeydeki kaynaklara ve fırsatlara erişim elde edecek. 
 

 

TÜRK TİCARET HATTI

Geçmişte Türkistan olarak anılan Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan ile birlikte Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin oluşturacağı ticari kuşak kritik önemde olacak. Orta Asya coğrafyası tarihi İpek Yolu’nda kilit rolde hatta merkez konumundaydı. En basit ifadeyle Orta Asya’nın Kuşak Yol’un için Avrupa’ya ve hatta dünya pazarına bağlantısı noktasında rolü oldukça kritik diyebiliriz. Özetle, Orta Asya ülkeleri planlanan Kuşak Yol güzergahları açısından aslında Çin’in dünyaya açıldığı ilk ülkeler olacak.