İnsanlık 'İklim Değişikliği' ve 'Enfeksiyon Hastalıkları' üzerinden yeniden bir evrilme sürecinde.

Geçtiğimiz hafta Gazete Yazıyor köşesindeki yazımda İklim Değişikliği ile söylemi yeni bir eşik geçildiğini yazmıştık. Bu hafta da hastalıklar üzerinden üzerimize gelmekte olan yeni değişimleri yazmaya çalışacağım. Bu değişim ve dönüşümü ilk kez benden duymuş olacaksınız sanırım. Tabi ki bu bir kuram. Onu belirtmekte fayda var.

19 Mart 2023 tarihli 'Kriz' yoksa kapımıza kadar geldi mi? başlıkta yazımda BM Genel Kurulu'nun, Uluslararası Adalet Divanı’ndan ‘Danışma Görüşü’ istemesini gündeme taşımıştık. Türkiye'de kimsenin dikkatini çekmeyen gelişme aslında yeni bir değişimin ayak sesiydi. Sıradan bir görüş isteme gibi görünen fakat çok büyük derinlikleri olacak gelişmeydi bu. Çünkü bireyler, daha önceden iklim değişikliğinin neden olduğu zararlardan belirli bir devleti kısmi olarak ancak sorumlu tutabiliyordu. Geçtiğimiz 14 yıl boyunca zaten Dünya çapında iklim değişikliğine karşı mücadelede insan hakları hukuku çerçevesinde mahkemelerde pek çok dava açıldı. Fakat süreç dava açmaktan daha ileri bir düzeye gidemedi. Ama şimdi işler değişiyor. Devletlerin sorumlulukları ve bunların ihlalinin hukuki sonuçları tespit edildiği taktirde bireyler devletlerden bu yükümlülüklerini insani bir hak olarak yerine getirmesini daha güçlü bir şekilde isteyebilecek. Divan’ın tespitleri üzerine diğer devletler ve BM organları gerekli önlemleri alabilecekler. Devletler bu önlemlere uymaması durumunda uluslararası alanda sorumlu tutulabilecekler. Bunun anlamı şu; devletler için iklim değişikliği ile mücadelede sorumluluktan kaçmak artık çok zor hale gelecek. 


BÜYÜK DEĞİŞİMLERİN İKİNCİ HALKASI MANTAR ENFEKSİYONU MU OLACAK?

Şimdi gelelim dünyayı etkisini alacağını düşündüğüm ikinci gelişmeye. Tüm dünyayı sarsan Covid-19 pandemisi etkisini tamamen kaybetmişken, Dünya Sağlık Örgütü (WHO: World Health Organization) 25 Ekim 2022’de öncelikli olarak tehlike arz eden MANTAR patojenlerini listelediği bir rapor yayınladı. Bence bu sıradan ve öylesine yayınlanmış bir rapor değil. Gelecekte olacakların işaret fişeği gibi. Evet enfeksiyon hastalıkları insanlığı tarih boyunca büyük sınavlardan geçirdi.

Enfeksiyon bulaşıcı hastalıkları dünyada başlıca ölüm nedenleri arasında gösteriliyor.  Evet bu doğru; Dünya bence Covid'den sonra ikinci büyük sınavını MANTARLAR üzerinden verecek.

Tarih boyunca bitkiler ailesinin bir üyesi olarak bilinen mantarlar artık bazı yönleriyle bitkilere, bazı yönleriyle de hayvanlara benzediği için üçüncü bir tür olarak kabul ediliyor. Bu nedenle mantarlar doğada ne hayvanlar ne de bitkiler sınıfında yer alıyor.

MANTARLAR BİTKİLERİ YERLERSE İNSANLIK AÇ KALABİLİR Mİ?

irleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü' de (FAO) 2009-2010 hasat istatistiklerine göre mantarların küresel olarak en önemli beş tarım ürününde (pirinç, buğday, mısır, patates, soya fasulyesi) büyük kayıplara sebep olduğunu belirten bir açıklama yayınladı. Eğer bu kayıplar önlenebilse, kurtarılan ürünlerin 2011'de yedi milyar olan dünya nüfusunun %8,5'ini beslemeye yeteceği hesaplanmış. Öte yandan varsayımsal olarak bu beş tarım ürünü aynı anda zarar görürse dünya nüfusunun %61'i aç kalabilir.  

SENARYOLAR İLERLİYOR!

Korku senaryoları aslında çoktan kümülatif bir şekilde ilerliyor gibi. 2021 baharında, COVID-19 Pandemisinin Hindistan'daki ikinci dalgası sırasında milyonlarca kişi koronavirüs enfeksiyonu üzerine ikincil enfeksiyon olarak 'kara mantar' olarak da anılan mukormikoz enfeksiyonuna yakalandığı açıklandı. Hastalığın nedeni Mucorales takımdan küf mantarlar gösterildi. Bu mantar burun boşluklarına, sinüslere, gözlere ve gözleri çevreleyen kemiklere, hatta beyne kadar yayıldığı ve bazı insanları kör edip bazılarının da ölümüne yol açtığı iddia edildi.

YENİ KORKULARA HAZIR MISINIZ?

Korku senaryoları daha da büyük. Her yıl 1,5 milyondan fazla insanın ölümünden sorumlu olan patojenik mantarlar gösteriliyor. Çeşitli nedenlerden dolayı insanlar için giderek daha büyük bir tehdit oluşturduğu iddia ediliyor. Şimdi sıkı durun işin kötüsünü söylüyorum. Şimdiye kadar bu konuya gerekli önem verilmediği için bizi mantarlardan koruyabilecek ilaç sayısı çok az ve herhangi bir aşı bulunmadığı ifade ediliyor. Yani bu senaryoya göre insanlık olarak, sözgelimi mantarlardan kaynaklanabilecek bir epidemi ya da pandemi konusunda diğer hiçbir enfeksiyon etmeninden olmadığı kadar hazrlıksız durumdayız. Evet bizi bekleyen muhtemel salgın bir mantar enfeksiyonu pandemisi öyle bildiğiniz saf bir ‘evde kal!’ denilerek geçiştirilemeyecek kadar tehlikeli boyutlara ulaştırılabilir. Çünkü bu sefer enfeksiyonun altında çok güçlü ve tehlikeli argümanlar var.

THE LAST OF US DİZİSİ BİZE NEYİ ANLATIYOR?

Gelecek ve korkular üzerine temellendirdiğim analizimi bir filmle sonlandırmak istiyorum. Sanırım bu benim beklentilerimi kısmi anlamda anlatan bir film. BluTv film platformunda Ocak 2023 tarihinden The Last of Us adlı dizi yayına girdi. Dizinin ana teması zombiler. Zombilerin oluşmasına sebep olan şey ise MANTAR!
'The Last of Us' dizideki hastalığa Cordyceps beyin enfeksiyonu deniyor ve Cordyceps mantarından kaynaklanıyor. Bunu ise dizinin ilk bölümün başlangıcında, 60'ların bir Talk Show'unda pandemileri tartışan iki bilim insanının konuşmalarından öğreniyoruz. İlk aşama enfeksiyondan sonraki iki gün içinde başlar. Bu aşamada kişi beyin fonksiyonlarını kaybeder, aşırı kavgacı ve aklını kullanamaz hale gelir. Bu esnada zombiye dönüşürler. Bir sonraki aşama iki hafta içinde gerçekleşir. Enfekte olanların kafalarında mantar oluşmaya başlar ve görme yetilerini kaybetmeye başlarlar.

Film insanoğlu için yeni bir sınav hatta yeni bir savaş gibi. Mantarlar yeni dönemde en çok konuşacağımız hastalık olabilir. İşi mantara bağlayıp insanlığı bu zamana kadar yaşamadığı olaylarla karşı karşıya bırakabilirler.