Geçtiğimiz Pazar günü iki mutluluğu birden yaşadım.
4 Haziran, 65 yaşını bitirip 66 yaşına girdiğim gün olmasının yanı sıra 1980 yılında mezun olduğum İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Ayazağa Kampüsü’nde düzenlenen “İTÜ Günü”ne tesadüf etmesi ayrı bir mutluluk vesilesi oldu. Her yıl olduğu gibi bu seneki İTÜ Günü’nde de meslekte 70, 60, 50 ve 40 yılı dolduran İTÜ mezunlarına sertifikaları, Rektör Prof.Dr. İsmail Koyuncu tarafından takdim edildi. Ben her ne kadar 43 yıl önce mezun olsam da pandemi sebebiyle zamanında alamadığım sertifikamı, okulumuzun kuruluşunun 250. yılında gerçekleştirilen anlamlı bir “İTÜ Günü”nde almış oldum.
250 YILLIK ÇINAR
Sabah 10’da 60 ve 70 yıllık mezunların, 13’te de 50 yıllık mezunların sertifika töreni vardı. Törenlere rağbet o kadar fazlaydı ki kampüs içerisindeki Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nin 500 kişilik konferans salonu hıncahınç dolmuş, bazı katılımcılar ayakta kalmıştı. Sertifikasını almaya gelen mezunların çokluğu sebebiyle 15’te başlaması gereken 40 yıllık mezunların sertifika töreni de zaten bir saat kadar geç başladı. İlk önce İstiklal Marşımızı bütün bir salon büyük bir şevkle okuduk. Ardından Sayın Rektör bir sunum yaptı. Okulumuzla ilgili en güncel bilgileri kendisinden öğrendik. Mezunu olmakla her zaman gurur duyduğumuz bu 250 yıllık koca çınarın her sahada atılım içinde olduğunu duymaktan son derece mutlu olduk.
Rektör, liseleri dereceyle bitirenlerin ve üniversitelere giriş sınavında ilk bine girenleri neredeyse tamamının önceki yıllarda hep İTÜ’yü seçtiğini, ancak üniversite sayısının özellikle de özel üniversite sayısının artmasıyla bu durumun üniversitemiz aleyhine değiştiğini söyledi. Nitekim bendeniz 1975 Bursa Erkek Lisesi birincisi olarak ilk tercihimi İTÜ olarak yazmış ve burayı kazanmıştım. Sayın rektörün, yapılan çalışmalar ve alınan bazı tedbirlerle bu olumsuzluğun giderilmeye başlandığını rakamlarla açıklaması yüreğimize su serpti.
250 BİNDEN FAZLA MEZUN
Kuruluş yılı 1773 olan bu güzide eğitim yuvasının, bu yıl 250. kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. Deprem sebebiyle ertelenen etkinlikler, yılın bundan sonraki bölümünde hız kazanacak. Bugüne kadar verdiği mezunların sayısı 250 bini aşmış durumda. Bunlar arasında kimler yok ki. 8. cumhurbaşkanı Turgut Özal 1950, 9. cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 1949 mezunu idi. Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan 1948, Binali Yıldırım da 1977 mezunudur. Ülkemizin bilim ve teknolojideki gelişmesinde, her alandaki imar ve inşasında mühim hizmetler vermiş binlerce İTÜ mezununu bu vesileyle minnetle yâd ediyorum.
Bizim öğrencilik yıllarımızda Gümüşsuyu, Maçka ve Taşkışla tarihî binalarında faaliyet gösteren okulumuzun şu andaki ana mekânı Ayazağa Yerleşkesi. Ayrıca şimdi Tuzla’da bir yerleşke var. 2022 sonu itibariyle 37 bin 92 öğrenci ve 547’si profesör olmak üzere 2277 akademik personele sahip. Yani yaklaşık 16 öğrenciye bir öğretim görevlisi düşüyor ki çok yüksek bir rakam. Beş yerleşkede 6 kütüphane ve 277 bin metrekare laboratuvar alanı var. İTÜ’deki birçok bölüm kendi alanlarında ulusal ve uluslararası derecelendirme kuruluşlarından oldukça iyi dereceler almakta. Rektör bu dereceler bakımından daha da öne çıkma konusunda, mesela bilimsel makale yayın sayısı olarak her yıl hedeflerin konulduğunu ve öğretim görevlisi bazında sonucun takip edildiğini bildirdi ki biz eski mezunlar bu gelişmelerden çok memnun kaldık.
VE SERTİFİKAMIZ
Rektörün sunumunun ardından sertifika takdimine geçildi. Sağ olsun Sayın Rektör her bir mezuna sertifikasını bizzat verdi ve hem her biriyle tek tek hem de her fakültenin mezunlarıyla toplu olarak fotoğraf çektirdi. Fark ettiğim bir husus, mezunlarımızın aradan yarım asır geçmesine rağmen okullarına büyük bir aşkla bağlı olduklarıydı. Sanki zaman ekseninde öğrencilik yıllarına ışınlanmışlardı ve 250. Yıl İTÜ Günü’nün sloganında olduğu gibi hepsinin, “ilk günkü gibi” heyecanla gözleri parlıyordu. Bu vesileyle emekli mezunlarımıza hayırlı ve uzun bir ömür, vazifede olan mezunlarımız ile hâlen öğrenci olan İTÜ’lülere de başarılar diliyorum.