Ölüm de doğum kadar hayatın bir gerçeği. Yaşımız ne olursa olsun ölümü kendimize kondurmak istemesek de içten içe çok iyi biliyoruz ki o mahut gün bir gün mutlaka gelecek. Kısa veya uzun bu dünyadaki yolculuğumuz bitecek. Sevinçler, üzüntüler, başarılar, başarısızlıklar ve hayal kırıklıkları ile geçen bu macera sona erecek. Doğduğumuzda sevinenler olduğu gibi vefatımızda da üzülenler olacak. Adımızı koyarlarken kulağımıza okunan ezanı, toprağın üzerinde son defa musalla taşında dinleyeceğiz.
CENAZE NAMAZLARI
Son yirmi gün içinde üç cenaze namazı ve üç defne iştirak ettim. Düşünce âleminde ve belli bir müddet için de olsa sanki bu dünyadan ayrıldım. Ne kadar olduğunu bilmediğim kalan ömrümle ilgili olarak iç dünyamda bazı kararlar aldım. Niyazım odur ki bu uyanıklık uzun sürsün, beni eski hâlime döndürecek gaflet bulutları mümkün olduğunca geç gelsin.
Bahsettiğim cenaze namazlarından ilkini 11 Şubat’ta gelinimin anneannesi Müyesser (Aysel) Bekiroğlu için kıldım. 84 yaşında vefat eden merhume Müyesser Hanım eski fabrikatörlerden Abdülhakim Hikmet Bekiroğlu’nun oğlu Yusuf Ziya Bekiroğlu’nun eşiydi. Merhum Hikmet Bey 1970’lerin meşhur Ece Makarnalarının kurucularındandı. Yaşı müsait olanlar o yılların hafızalarımıza işlemiş şu radyo reklamını mutlaka hatırlayacaklardır:
Evvela düğün çorbası
Arkadan kuzu dolması
Makarnaya sıra gelince
Garson Ece getir
Garson Ece getir
Afiyet olsun
Merhume Müyesser Hanım belki o ikbal günlerini yaşamıştı ama hayat ona tek oğlunun vefatını da göstermişti. Son yıllarını hastalıklarla savaşarak geçiren merhumeyi, eşinin ve 11 yıl önce vefat eden oğlunun da medfun bulunduğu Karacaahmet’teki aile kabristanına defnettik.
KIYMETLİ KOMŞUM
İkinci cenaze namazını 25 yıldır oturduğum sitede yan apartmandan komşum Hüseyin Toprak için 28 Şubat günü kıldım. 90 yaşını aşmış olarak vefat eden Hüseyin Ağabey Amasyalı idi. Bütün ömrünü ticaret yaparak geçirmişti. Mesleğine öyle tutku ile bağlıydı ki ibadetten artan vaktini daha birkaç sene öncesine kadar yine ufak tefek bir şeyler satarak değerlendirirdi. Cenaze namazına katılan bütün dostları onu iyi bilirdik dediler ve haklarını helal ettiler. Kendisini Eyüp Sultan Mezarlığı’nda, üç sene önce vefat eden hayat arkadaşı Seher Hanım’ın yanında toprağa verdik.
VE SULTAN’IN KAYINPEDERİ
Üçüncü cenaze namazını 2 Mart günü Osmanlı Hanedan Reisi Şehzade Harun Osmanoğlu’nun dünürü Muhammed Halil Sagherji için kıldım. Nurhan Osmanoğlu Sultan’ın eşi Muhammed Ammar Sagherji’nin babası olan merhum, rahatsızlığı sebebiyle Şam’dan İstanbul’a getirilerek Çam ve Sakura Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı. Kendisi Osmanlı Hanedanı mensubu olan Sultanzade Muhammed Halil Beyefendi ile Sara Hanımsultan’ın dedesiydi. Prof. Dr. Ramazan Ayvallı Hoca’nın kıldırdığı cenaze namazına merhumun oğlu ve torunu, Harun Osmanoğlu ve oğlu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu ile diğer yakınları iştirak etti.
Bu vesileyle bu üç merhume ve merhuma, deprem şehitlerimize ve bütün geçmişlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.