Bu başlığı neden kullandım hemen onu izah edeyim. İsrail bir ayı aşkın süredir Gazze’de kadın, çocuk, ihtiyar ayırımı yapmadan Filistinli katliamına neden devam edebiliyor?

Bir terör örgütü gibi nasıl davranarak, hem de bütün dünyanın gözü önünde bu insanlık suçunu pervasızca nasıl işleyebiliyor?

Tabii ki bu vahşeti, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) desteğinden cesaret aldığı için sergileyebiliyor. İsrail, malî ve askerî olarak dünyanın en güçlü devleti sıfatıyla barışın tesisi için gayret göstermesi gerekirken ateşe benzin dökmeyi tercih eden ABD’nin hamiliğinde, insanı insan yapan değerleri yerle bir etmeye devam ediyor. Almanya, İngiltere ve Fransa da ABD’nin kuyruğuna takılmış vaziyette. Bu ülkelerin devlet veya hükûmet başkanları bizzat Tel Aviv’e giderek Filistinli katliamı konusunda İsrail’i cesaretlendirdiler. Biraz ötelerinde binlerce masum insanın hunharca katlediliyor olmasını hiç önemsemediler. Malumunuz bu duyarsızlığı daha önce 1995’te, hem de Avrupa’nın göbeğinde Bosna’da da sergilemişlerdi. 7 Ekim’den beri sürdürülen bu son katliamda da Filistinlilerden sokak hayvanlarına veya ağaçlara gösterilen kadar bir şefkat bile esirgeniyor. İnsan ister istemez bu acımasızlığın, ölenler ve yaralananlar Müslüman olduğu için gösterildiğini düşünüyor.

ÖLÜ TAKLİDİ YAPILIYOR

Zavallı Filistin halkının ne yazık ki bu katliamı durduracak bir hami devleti yok. Siyonist İsrail hükûmetinin sevk ettiği İsrail ordusunun bombaları altında inim inim inliyorlar. 9 Kasım itibariyle ölü sayısının 10 bin 812 olduğunu açıklandı. Hayatını kaybedenlerin 4 bin 412’sinin çocuk, 2 bin 918’inin kadın olduğu belirtiliyor.

Sözüm ona dünyanın jandarması olduğu iddiasındaki ABD istese bu kan ve göz yaşını anında durdurabilir. Ama durdurmuyor. İsrail hastane bombalıyor. ABD’den en küçük bir kınama mesajı sadır olmuyor. Hatta Biden “Bunu Gazzelilerin kendileri de yapmış olabilir.” gibi akla ziyan bir söz bile sarf edebiliyor.

Sınır komşuları Mısır, Suriye, Ürdün ve Lübnan’ın yanı sıra Suudi Arabistan ve Irak gibi Müslüman ve Arap devletlerinin ortasında kalmış, 6-7 milyon Yahudi’nin yaşadığı küçücük İsrail Devleti, bir zamanların Nazi Almanyası’nda kendi vatandaşlarına yapıldığını söyledikleri soykırım suçunu bizzat kendileri işliyor. Buna karşılık bütün bu Arap devletlerinin tepkisi, cılız kınamaların ötesine geçemiyor. Bölgede öteden beri etkin olduğu bilinen İranlı yetkililerin ağzını bıçak açmıyor. Hepsi ölü taklidi yapıyorlar ve katliamı bir tiyatro seyreder gibi seyrediyorlar.

TÜRKİYE ELİNDEN GELENİ YAPIYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesi’nde 9 Kasım 2023 günü yaptığı konuşma tam da yukarıda ifade ettiklerimi yansıtıyor. Cumhurbaşkanı, Fransız hiciv dergisi Charlie Hebdo’nun Paris’teki ofisine 7 Ocak 2015 günü yapılan saldırıdan sonra gösterilen muazzam tepkiyi hatırlattı. Paris’te 7-9 Ocak 2015 tarihleri arasındaki üç gün içinde 3 saldırgan da dâhil toplam 20 kişinin ölümü, 22 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan olayların akabinde 11 Ocak 2015 günü dünya liderlerinin de katılımıyla 1,6 milyon kişi Paris’te yürüyüş yapmıştı. Cumhurbaşkanı’nın konuşmasından bazı pasajları aşağıya alıyorum:

Bugün itibarıyla, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında 34. günü geride bıraktık. İsrail tarafından acımasızca öldürülen 11 bine yakın Gazzelinin yüzde 73’ü kadın ve çocuklardan oluşuyor. Batılı ülkelerin tam desteğini alan İsrail yönetimi insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsini çiğneyerek okulları, camileri, kiliseleri, hastaneleri, üniversiteleri, sivil yerleşim yerlerini bombalamaya devam ediyor. Çocukları dahi katletmeyi meşrulaştıran bir fanatizmle karşı karşıyayız. Sürekli insan hak ve hürriyetlerinden, demokrasiden bahseden Batılı ülkeler, İsrail’in tüm bu katliamlarını seyrediyor. Bu ülkeler ve kuruluşlar; bırakın çocuk katillerini eleştirmeyi, ateşkes çağrısı dahi yapamayacak kadar acziyet içindeler.

İnsani ateşkesin sağlanması ve çatışmaların yayılmasının engellenmesi için diplomatik girişimlerimizi sürdürüyoruz. Bölgeye insanî yardım ulaştırmak için de yoğun şekilde çalışıyoruz. Bugüne kadar 230 tonu aşan 10 uçak dolusu insanî yardım malzemesini Mısırlı kardeşlerimizin de desteği ile el-Ariş Havalimanı’na sevk ettik. İki sivil insanî yardım gemisinin bölgeye gönderilmesi ile ilgili hazırlıklarımız devam ediyor.

Eşim Emine Erdoğan’ın himayesinde, 15 Kasım tarihinde, İstanbul’da devlet ve hükûmet başkanlarının eşlerinin katılımıyla uluslararası bir toplantı gerçekleştirilecek. Böylece Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı acıların dindirilmesi için güçlü bir dayanışma sergilenecek.

Akan kanın durdurulması noktasında sergileyeceğimiz duruş çok çok önemli. Hatırlayın Charlie Hebdo olayında 25 kişi öldürülmüştü. Dünya liderleri Paris’te hep birlikte yürüyüş yaptılar. Şu an 11 bin çocuk, kadın öldürüldü; dünya sessiz. Başta Amerika, Batı… Hep birlikte sessizler. Çocuk ve kadın; bunları her gün televizyonlarda izliyoruz. Burada özellikle Ekonomik İşbirliği Teşkilatı olarak hep birlikte, Müslümanlar olarak sesimizi bugün çıkartmayacaksak, yükseltmeyeceksek ne zaman yükselteceğiz?