Cumhurbaşkanlığı armasında bulunan 16 yıldızın temsil ettiği 16 Türk devleti, tarih boyunca Türklerin kurdukları devletler içinde bağımsız olarak hüküm sürenlerden en büyük olanlarıdır.

Bu devletler, Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu, Avrupa Hun İmparatorluğu, Ak Hun İmparatorluğu, Göktürk İmparatorluğu, Avar İmparatorluğu, Hazar İmparatorluğu, Uygur Devleti, Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Harzemşahlar, Altınordu Devleti, Büyük Timur İmparatorluğu, Babür İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu’dur.

Bunlardan ilki olan Büyük Hun İmparatorluğu, Milat’tan önce 220 yılında Kara Han (Teoman) tarafından kurulmuştur. Osmanlıların da atası olan Kara Han oğlu Oğuz Han (Mete), Milat’tan önce 209 yılında tahta geçince ilk düzenli kara ordusunu kurmuştur. Nitekim bu tarih, Türk Kara Kuvvetlerinin kuruluş tarihi olarak kabul edilmiştir ki 28 Haziran’da kara ordumuzun 2233. yıl dönümü kutlanacaktır.

GAZNELİLER

Bu yazımda sizlere, 994. vefat yıl dönümü vesilesiyle yukarıda bahsi geçen 16 büyük Türk devletinden biri olan Gazneliler’in en büyük hükümdarı Gazneli Sultan Mahmud’dan bahsedeceğim.

Sâmânî Devleti’nin Horasan valisi olan Alp Tegin, Sâmânî tahtına kendisinin desteklediği aday geçmeyince, 961’de Gazne’ye çekilerek Gazneliler Devleti’nin temelini atmıştır. Kelime anlamı “pırlanta” olan Gazne, bugün Afganistan’da Kandehar ile başkent Kabil arasında yer alan bir şehirdir.

Alp Tegin’in vefatından sonra yerine oğlu Ebû İshak İbrahim geçti. Bunun oğlu olmadığından daha sonra Türk kumandanlar Bilge Tegin, Böri Tegin ve Sebük Tegin birbiri ardına başa geçerek devleti yönettiler. Alp Tegin’in manevî oğlu ve aynı zamanda damadı olan Sebük Tegin, 977-997 arası 20 yıl hüküm sürdü. İlhanlı devlet adamı ve tarihçisi Reşidüddin (ö. 1318) Sebük Tegin’in soyunun, Osmanlılar gibi Oğuzların Kayı boyu beylerinden indiğini yazmaktadır.

Sebük Tegin, Sâmânîlerin hizmetine girince Müslüman olmuştu. Devletin 1186’da yıkılmasına kadar tahta geçen bütün hükümdarlar, bunun soyundandır. Bu bakımdan bu hanedana “Âl-i Sebük Tegin” denir. Devletin topraklarını çeşitli fetihlerle genişleten Sebük Tegin daha sonra Hindistan’a yöneldi. Çetin savaşlar yaparak Hindûşâhî racasını yendi ve Peşaver’e kadar ilerledi. Bu bölgede İslamiyet’in tohumlarını ilk atan budur.

SULTAN MAHMUD-I GAZNEVÎ

Sebük Tegin’in 997’de vefatından sonra bunun Alp Tegin’in kızından olan küçük oğlu İsmail tahta çıktı. Ancak ağabeyi Mahmud tarafından 7 ay kadar sonra tahttan indirildi. Sultan Mahmud 998 yılından, 1030’da vefatına kadar 32 sene hüküm sürmüştür.

Karahanlılar’ın, Sâmânîler’i 999 yılında ortadan kaldırmasının akabinde Sultan Mahmud, kendisine “Yemînü’d-devle ve emînü’l-mille” lakabını veren Bağdat’taki Abbâsî Halifesi Kâdir-Billâh adına hutbe okuttu. Böylece Gazneliler’in, Sâmânîler’e tabi bulunduğu ilk dönemi biterek 118 yıl sürecek müstakil devresi başlamış oldu.

Sultan Mahmud, Sâmânî topraklarının büyük kısmına hâkim olduktan sonra o döneme kadar putperest bir bölge olan Gur üzerine iki sefer yaptı. İslâm dininin esaslarını öğretmek için bölgeye hocalar gönderdi. Ayrıca Irak’taki Büveyhîler’i mağlup ederek topraklarını kendi imparatorluk sınırları içine kattı.

HİNDİSTAN ÜZERİNE 17 SEFER

Sultan Mahmud’un asıl şöhreti, İslamiyet’i yaymak amacıyla 1001-1027 yılları arasında Hindistan üzerine düzenlediği 17 adet seferi sebebiyledir. Hindistan’a İslam dinini sokarak bu geniş coğrafyada yüzyıllarca sürecek Türk-İslâm hâkimiyetinin temellerini atması bütün İslâm âleminde geniş yankı uyandırmış ve onun Sünnî İslâm dünyasının kahramanı olarak tanınmasını sağlamıştır.

İdareciliği, siyaseti ve muazzam fetihleri ile Türk-İslam dünyasının önde gelen devlet adamlarından olan Sultan Mahmud, ömrünün büyük bölümünü savaş meydanlarında geçirmiştir. Vefatında imparatorluğunun sınırları, batıda Azerbaycan topraklarından doğuda Hindistan’ın Yukarı Ganj vadisine, kuzeyde Hârezm’den güneyde Hint Okyanusu sahillerine kadar uzanan 4 milyon 680 bin kilometrekarelik bir sahayı içine alıyordu.

Sultan Mahmud dindar, zeki, ileri görüşlü, ihtiyatlı ve âdil bir hükümdardı. Firdevsî’nin meşhur Şâhnâme’sini ithaf ettiği ve 1015’te Gazne’ye giderek bizzat kendisine sunduğu bu büyük hükümdar, 30 Nisan 1030 günü Gazne’de 59 yaşında vefat etti. Türbesi, Gazne’nin 4 kilometre kuzeydoğusundaki Ravza kasabasındadır.