Bağımlılık ödül, motivasyon ve hafızayı içeren beyin sisteminin kronik bir işlev bozukluğudur.
Vücut bir maddeyi veya davranışı arzuluyorsa özellikle de ‘’ödül’’ zorlayıcı veya takıntılı bir şekilde aranıyorsa ve eksikliği endişeye neden oluyorsa bağımlılık varlığından söz etmek mümkündür.
Kişiye bağımlı tanısı konulabilmesi için son 12 ay içerisinde aşağıdaki 7 kriterden en az 3 tanesinin bulunması gerekir:
Tolerans Geliştirme: Kullanılan madde kişide eskisi kadar etki etmediği ve keyif vermediği için maddenin dozunu arttırılır. Bu durumda birey aynı oranda maddeden aynı oranda tatmin duygusu yaşamaz.
Yoksunluk Belirtileri: Kişi kullandığı maddeyi azalttığı veya kestiği takdirde maddenin vücuttan çekilmesiyle bazı olumsuz fizyolojik ve psikolojik belirtiler ortaya çıkar. Kişi, bu belirtilerden uzaklaşmak için kullandığı maddeye devam eder. Örneğin kişi maddeyi bıraktığında mide bulantıları, kusma, baş dönmesi, halsizlik, sinir, gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Düşündüğünden daha uzun süre ve yüksek dozlarda madde kullanımı
Maddeyi bırakmaya yönelik düşünceler ve bu girişimlerin başarısız olması
Maddeyi temin etmek ve kullanmak için uzun süre zaman harcamak
Madde kullanım yüzünden sosyal, kültürel ve kişisel etkinliklerin azalması ya da tamamen terk etmek
Madde kullanımı fiziksel, psikolojik ya da sosyal sorunlara yol açmasına rağmen kullanmayı sürdürmek
Bağımlılık yaşayan insanlar nüks ve remisyon döngülerine eğilimlidir. Bu yoğun ve hafif kullanım arasında geçiş yapabilecekleri anlamına gelir. Bu döngülere rağmen bağımlılıklar tipik olarak zamanla kötüleşecektir. Birey bu döngü sırasında dönem dönem bağımlılığın sonlandığı yanılgısına düşebilir. Bağımlılık söz konusu ise kişinin yakınlarının da bilinçli olması oldukça önemlidir. Erken tedbir ve tedavi bireyin sağlılığının bozulmasını önler.