Geçtiğimiz Cuma günü Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinde bir karar tasarısı tartışıldı ve oylandı. Karar tasarısını Güvenlik Konseyi geçici üyelerinden Birleşik Arap Emirlikleri hazırlamış, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu seksenin üzerinde Birleşmiş Milletler üyesi ülke tasarıya imza koymuştu.

Önceki yazımda Güvenlik Konseyinin beş daimî üyesinden Çin ve Rusya Federasyonu dışındaki üçünün bu tasarıya ret oyu vereceğini yani tasarıyı veto edeceğini öngörmüştüm. Bu üç ülkeden Fransa şaşırtıcı şekilde kabul oyu verdi, Birleşik Krallık ise çekimser oy kullandı. Belki de bu iki ülke Amerika Birleşik Devletleri (ABD) mutlaka ret oyu kullanır ve amacımıza zaten ulaşırız diye düşünmüşlerdir. Bunu bilemiyoruz. Ancak ABD kendinden bekleneni yaptı. Bütün dünyayı karşısına alarak tek başına ret oyu verdi ve Güvenlik Konseyinden ateşkes kararı çıkmasına engel oldu.

BAHANESİ BOL

Oylamanın ardından ABD’nin BM Daimî Temsilcilerinden Büyükelçi Robert Wood, karar tasarısında HAMAS’ın kınanmadığını, Güvenlik Konseyinin bazı üyelerinin bu konuda sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu, kararın aceleye getirildiğini ve ABD’nin Gazze’ye daha fazla yardım sağlamaya ve 7 Ekim’de İsrail’e düzenlenen saldırıda HAMAS militanları tarafından alınan rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik diplomatik çabalarının göz ardı edildiğini söyledi.

Sayın Wood ABD’nin Gazze’ye yardım sağlama konusunda diplomatik çaba harcadığından bahsediyor. ABD’li yöneticilerin vicdanları öyle kararmış, İsrail’in elinde öyle oyuncak olmuşlar ki bu dünyada değil de sanki bir hayal âleminde yaşıyorlar. Gazze’ye değil bilakis Gazze’ye bomba yağdıran İsrail’e yardım sağladıklarını unutmuşa benziyorlar. 7 Ekim’den beri 18 bin hatta enkaz altındakilerle birlikte 20 bin Filistinlinin İsrail ordusu tarafından öldürülmüş olması ve ateşkes sağlanmadığı taktirde daha binlercesinin öldürüleceği onları hiç ilgilendirmiyor.

Edebiyatımızın usta kalemlerinden Hüseyin Cemil Meriç (1916-1987) ne demişti: “Zulmün olduğu yerde tarafsızlık, namussuzluktur.” Zulüm karşısında tarafsız kalmayı bir yana bıraktık, şu anda şahit olduğumuz gibi zulmün yanında yer alanlara ne diyeceğiz?

SAVAŞ SUÇUNA SÜRE TANINDI

Filistin’in BM Daimî Temsilcisi Riyad Mansur, Gazze’de acilen insanî ateşkes talep edilen karar tasarısını ABD’nin veto etmesinden sonra yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Bu sonucu reddediyoruz ve bu menfur vahşeti durdurmak için her türlü meşru yola başvurmaya devam edeceğiz. Bu veto ile insan hayatını, bölgesel ve uluslararası barış ile güvenliği tehdit eden bu ciddi kriz karşısında Güvenlik Konseyinin şu ana kadar net sorumluluklarını yerine getirmesi engellendi. Savaş suçlularına, suçlarını devam ettirmeleri için daha fazla süre tanındı. Yarın bu saatlerde yüzlerce insan öldürülecek. Sonra da yüzlerce ve binlercesi. Çocuklar yanlışlıkla değil, kasıtlı olarak öldürülecek, yetim kalacak, yaralanacak, ömür boyu sakat kalacak.

İSRAİL’İ KORUMA VE KOLLAMA KONSEYİ

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 75. yıl dönümü münasebetiyle 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü için düzenlenen programda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ABD’nin veto kararına tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı’nın aşağıdaki ifadeleri millet olarak hissiyatımızı yansıttığı için aynen aktarıyorum:

Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail yönetimi, Gazze’de insanlığın yüzünü kızartacak katliamlara imza atıyor. BM Güvenlik Konseyinde sadece ABD’nin ret oyuyla maalesef ateşkes reddedildi. Tek başına. Böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu? Ama biz ne diyoruz? Aslında adil bir dünya mümkün. Ama Amerika’yla değil.

BM Güvenlik Konseyinden zaten bir umudumuz, beklentimiz kalmadı. Görevi küresel barışı ve istikrarı korumak olan Güvenlik Konseyi, 7 Ekim’den bu yana İsrail’i koruma ve kollama konseyine dönüştü.

Aralarında daimî üyelerin de olduğu 13 ülke tasarıya evet oyu vermesine rağmen, maalesef sonuç değişmedi. Dünyanın 5’ten büyük olduğu gerçeği bir kez daha görülmüş oldu. Bu BM ve BM Güvenlik Konseyi ile insanlığın bir yere varması mümkün değil.”

ZULME TARAF OLMAK

Geçtiğimiz Cuma günü Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinde bir karar tasarısı tartışıldı ve oylandı. Karar tasarısını Güvenlik Konseyi geçici üyelerinden Birleşik Arap Emirlikleri hazırlamış, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu seksenin üzerinde Birleşmiş Milletler üyesi ülke tasarıya imza koymuştu.

Önceki yazımda Güvenlik Konseyinin beş daimî üyesinden Çin ve Rusya Federasyonu dışındaki üçünün bu tasarıya ret oyu vereceğini yani tasarıyı veto edeceğini öngörmüştüm. Bu üç ülkeden Fransa şaşırtıcı şekilde kabul oyu verdi, Birleşik Krallık ise çekimser oy kullandı. Belki de bu iki ülke Amerika Birleşik Devletleri (ABD) mutlaka ret oyu kullanır ve amacımıza zaten ulaşırız diye düşünmüşlerdir. Bunu bilemiyoruz. Ancak ABD kendinden bekleneni yaptı. Bütün dünyayı karşısına alarak tek başına ret oyu verdi ve Güvenlik Konseyinden ateşkes kararı çıkmasına engel oldu.

BAHANESİ BOL

Oylamanın ardından ABD’nin BM Daimî Temsilcilerinden Büyükelçi Robert Wood, karar tasarısında HAMAS’ın kınanmadığını, Güvenlik Konseyinin bazı üyelerinin bu konuda sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu, kararın aceleye getirildiğini ve ABD’nin Gazze’ye daha fazla yardım sağlamaya ve 7 Ekim’de İsrail’e düzenlenen saldırıda HAMAS militanları tarafından alınan rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik diplomatik çabalarının göz ardı edildiğini söyledi.

Sayın Wood ABD’nin Gazze’ye yardım sağlama konusunda diplomatik çaba harcadığından bahsediyor. ABD’li yöneticilerin vicdanları öyle kararmış, İsrail’in elinde öyle oyuncak olmuşlar ki bu dünyada değil de sanki bir hayal âleminde yaşıyorlar. Gazze’ye değil bilakis Gazze’ye bomba yağdıran İsrail’e yardım sağladıklarını unutmuşa benziyorlar. 7 Ekim’den beri 18 bin hatta enkaz altındakilerle birlikte 20 bin Filistinlinin İsrail ordusu tarafından öldürülmüş olması ve ateşkes sağlanmadığı taktirde daha binlercesinin öldürüleceği onları hiç ilgilendirmiyor.

Edebiyatımızın usta kalemlerinden Hüseyin Cemil Meriç (1916-1987) ne demişti: “Zulmün olduğu yerde tarafsızlık, namussuzluktur.” Zulüm karşısında tarafsız kalmayı bir yana bıraktık, şu anda şahit olduğumuz gibi zulmün yanında yer alanlara ne diyeceğiz?

SAVAŞ SUÇUNA SÜRE TANINDI

Filistin’in BM Daimî Temsilcisi Riyad Mansur, Gazze’de acilen insanî ateşkes talep edilen karar tasarısını ABD’nin veto etmesinden sonra yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Bu sonucu reddediyoruz ve bu menfur vahşeti durdurmak için her türlü meşru yola başvurmaya devam edeceğiz. Bu veto ile insan hayatını, bölgesel ve uluslararası barış ile güvenliği tehdit eden bu ciddi kriz karşısında Güvenlik Konseyinin şu ana kadar net sorumluluklarını yerine getirmesi engellendi. Savaş suçlularına, suçlarını devam ettirmeleri için daha fazla süre tanındı. Yarın bu saatlerde yüzlerce insan öldürülecek. Sonra da yüzlerce ve binlercesi. Çocuklar yanlışlıkla değil, kasıtlı olarak öldürülecek, yetim kalacak, yaralanacak, ömür boyu sakat kalacak.

İSRAİL’İ KORUMA VE KOLLAMA KONSEYİ

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 75. yıl dönümü münasebetiyle 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü için düzenlenen programda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ABD’nin veto kararına tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı’nın aşağıdaki ifadeleri millet olarak hissiyatımızı yansıttığı için aynen aktarıyorum:

Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail yönetimi, Gazze’de insanlığın yüzünü kızartacak katliamlara imza atıyor. BM Güvenlik Konseyinde sadece ABD’nin ret oyuyla maalesef ateşkes reddedildi. Tek başına. Böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu? Ama biz ne diyoruz? Aslında adil bir dünya mümkün. Ama Amerika’yla değil.

BM Güvenlik Konseyinden zaten bir umudumuz, beklentimiz kalmadı. Görevi küresel barışı ve istikrarı korumak olan Güvenlik Konseyi, 7 Ekim’den bu yana İsrail’i koruma ve kollama konseyine dönüştü.

Aralarında daimî üyelerin de olduğu 13 ülke tasarıya evet oyu vermesine rağmen, maalesef sonuç değişmedi. Dünyanın 5’ten büyük olduğu gerçeği bir kez daha görülmüş oldu. Bu BM ve BM Güvenlik Konseyi ile insanlığın bir yere varması mümkün değil.”