Altıncı Osmanlı padişahı Sultan II. Murad Han’ın babası Çelebi Sultan Mehmed Han, annesi Dulkadıroğlu Nâsıreddin Mehmed Bey’in kızı Emine Hatun’dur.

Çelebi Mehmed Han ile Emine Hatun’un evlenmesi Fetret Devri’nde, 1403 yılında gerçekleşmiş, bundan bir sene sonra II. Murad Han Amasya’da doğmuştur. Nâsıreddin Mehmed Bey kızını verdiği gibi, oğlu Süleyman Bey’i de devletin birliğini temine çalışan Çelebi Mehmed Han’a yardıma göndermişti. Dulkadıroğulları hanedanı Oğuzların Bozok kolunun Bayat boyundandır.

Emine Hatun, Çelebi Sultan Mehmed Han ile 16 yıl evli kaldıktan sonra 1419 yıllarında genç yaşta vefat etmiştir. Kabrinin yeri kaynaklarda geçmemektedir. Muhtemelen Bursa’dadır.

GENÇ BİR PADİŞAH

Sultan II. Murad Han küçüklüğünden itibaren devrin büyük âlimlerinden okuyarak yetişti. Babasının 4 Mayıs 1421’de ölümü üzerine Amasya sancakbeyi iken 18 yaşında padişah oldu. Kılıcı, dedesi Yıldırım Bayezid Han’ın damadı Emir Sultan kuşattı.

Saltanatının ilk yıllarında, Bizans ve Anadolu beyliklerince kışkırtılan amcası Mustafa Çelebi ve kardeşi Şehzade Mustafa’nın çıkardığı isyanlarla uğraştı. İsyanları bastırdıktan sonra Anadolu beyliklerini itaat altına alarak topraklarını ele geçirdi. 1430’da Venediklilerden Selanik’i aldı. 1437’de Tuna Nehri aşılarak Transilvanya içlerine kadar ilerlendi. 1441’de Belgrad kuşatmasından sonuç alınamadı. Macarların millî kahramanı Hunyadi Yanoş’un Bosna’ya girişiyle, Balkan milletleri Osmanlılara karşı birleştiler. Haçlı ordusu, 1443’te Tuna’yı aşarak Sofya ve Niş’i aldı. 1444’te Yalvaç Muharebesi’nde iki taraf da kesin bir üstünlük kuramayınca Macarlarla on yıl süreli Segedin Barış Antlaşması imzalandı.

TAHTI GELECEĞİN “FATİH”İNE BIRAKIYOR

Sultan II. Murad Han, barışı sağlayıp devlet işlerini düzene soktuktan sonra “Sağlığımda oğlumun padişahlığını göreyim.” diyerek saltanattan çekildi. Bu düşüncesini Veziriazam Çandarlı Halil Paşa ile şöyle paylaşmıştı:

“Bunca demdir ki Allah’ın kulları için çalışıp din ve devlet düşmanları yok ettik, İslam beldelerini fitneden tamamen temizledik. Cihada devam ile ayağımız hep üzengide olarak son derece gayret gösterdik. Din uğrunda gücümüz yettiğince düşmana kılıç salladık. Hatırımızdan bir müddet hükûmetten el çekerek bir kenarda uzlet edip zikrullah ile meşgul olmak geçer.” (Hoca Sâdeddin Efendi (ö. 1599), Tâcü’t-Tevârîh, cilt 1, İstanbul 1279 (1862-3), s. 376)

Sultan II. Murad Han 1074’te kurulan Anadolu Selçuklu Devleti ile başlayan, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti ile devam eden 949 yıllık Anadolu tarihimizde kendi isteğiyle makamından feragat eden tek devlet başkanıdır.

TAHTA İKİNCİ GEÇİŞ

Tahta 12 yaşındaki Sultan II. Mehmed Han’ın geçirilmesi, başta Papalık ve Macarlar olmak üzere Avrupa devletlerini ümitlendirdi. Hunyadi Yanoş barışı bozarak büyük bir Haçlı ordusuyla hareket etti. Genç padişah, ömrünü savaşlarda geçiren babasını, yaşından umulmayacak tarihî ifadelerle göreve çağırdı. Sultan II. Murad Han ordunun başına geçerek 10 Kasım 1444’de Varna’da, tarihin en muhteşem zaferlerinden biri kazandı.

1445 yılı başında yönetimi tekrar ele alarak ilk seferini Mora üzerine yaptı. Varna mağlubiyetinin lekesini silmek için Haçlı ordusunu tekrar toplayan Hunyadi Yanoş, 17 Ekim 1448’de başlayan ve üç gün süren II. Kosova Meydan Savaşı’nda bozguna uğradı. Canını güçlükle kurtarabildi.

TÜRBEMİN ÜSTÜNE YAĞMUR YAĞSIN

Sultan II. Murad Han, 3 Şubat 1451’de Edirne’de 47 yaşında vefat etti. Türbesi, Bursa’nın Muradiye semtinde yaptırdığı caminin yanındadır. Bu iki yapıya ilâve olarak çok sayıda türbeleri, medrese, imaret ve hamamı ile asırlar öncesindeki hatıra ve havasını bu kadar canlı tutup koruyan başka bir mekân bulmak çok zordur. Kare plânlı ve kubbeli türbede sadece sultanın kabri vardır. Kubbenin tepesi, yağmur damlalarının üzerine düşmesi için padişahın vasiyeti üzerine açık bırakılmıştır.