Asırlarca dünyanın birinci devleti konumunu korumuş bir cihan imparatorluğu olan Osmanlı Devleti’nde, saray protokolünde padişahtan sonra padişahın annesi gelirdi. Batı’da ise bu makam kralın karısı, yani kraliçeye aittir.
Devletin kurucusu Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi’yi 1191 yılında dünyaya getiren Hayme Ana da hesaba katılırsa 1861 yılında, oğlu 3 aylıkken vefat eden, son padişah Sultan Vahîdeddin’in validesi Fâtıma Gülistû Sultan’a kadar bu hanımlar, 670 sene boyunca padişah doğuran kadınlardır.
DÜNYANIN EN KUDRETLİ KADINLARI
Padişah anneleri için “valide sultan” ünvanı, rivayete göre ilk defa on ikinci Osmanlı padişahı III. Murad tarafından validesi Nurbânû Valide Sultan’a verilmiştir. Devlet içindeki imtiyazlı konumlarına ve büyük nüfuzlarına rağmen, oğlu çocuk yaşta padişah olanlar dışında siyasetle uğraşmamışlardır. Ömrü vefa edenlerin hemen hepsi hayır ve hasenât konusunda birbirleriyle yarışmışlar, hatta bazıları bu hususta padişahları bile geçmişlerdir.
Valide sultanın geliri çoğu zaman padişahınkinden sonra ikinci sırayı almıştır. Devre göre değişse de III. Mehmed’in annesi Safiye Valide Sultan zamanında, günlük 3000 akçeye kadar çıkan yüksek maaşları ve kendilerine tahsis edilen haslardan gelen gelirleri vardı. Bugün dahi çoğu hâlâ ayakta olan pek büyük imar eserlerini de bu gelirleri sayesinde yaptırmışlardır. Bir valide sultan tarafından temeli atılan, bir diğeri tarafından da bitirilerek ibadete açılan, İstanbul, Eminönü’ndeki mimarî şaheseri Yeni Cami ile diğer yapılardan oluşan 360 yıllık muazzam külliye, bu eserlerden sadece biridir.
VALİDE ALAYI
Yeni padişah tahta geçince, annesi hayatta ise, yaşamakta bulunduğu Bayezid’deki Eski Saray’dan Yeni Saray’a yani Topkapı Sarayı’na “Valide Alayı” denilen bir merasimle giderdi. Bazı valide alayları pek gösterişli olmuştur. Meselâ II. Mahmud’un annesi Nakşıdil Valide Sultan için 1808’de yapılan valide alayı, İstanbul halkının şahit olduğu en gösterişli alaylardan biriydi.
Eski Saray, II. Mahmud devrinde boşaltılarak Serasker Dairesi hâline getirildiğinden bu alay, Eski Saray’dan yapılan son valide alayıdır. Tahtırevan veya araba ile hareket eden valide sultanın geçeceği yollarda, bu iş için görevlendirilmiş iki keçeli yeniçeriler yol boyu dizilirlerdi. Valide sultan, Topkapı Sarayı’nda önce saray mensupları, sonra padişah tarafından karşılanır ve tebrik edilirdi.
Tahta geçen padişahın annesi vefat etmişse, valide sultanlık makamı boş kalırdı. Kendi annesi 10 yaşındayken vefat eden II. Abdülhamid’i, gerçek bir anne şefkati ile büyütüp yetiştiren üvey ve manevî annesi Rahîme Perestû Kadınefendi, bir istisna olarak valide sultan ilân edilmiştir.
Oğlu padişahken vefat eden veya tahttan indirilen valide sultan, bu ünvanını taşımaya devam eder ancak başına “eski” manasına “atîk” kelimesi konurdu. Hasları yani çiftlikleri elinden alınmaz, belli miktarda maaşı devam ederdi.
VALİDE SULTAN DAİRESİ
İlk padişahların anneleri, padişah hanımı veya annesi iken Söğüt, Bilecik, Bursa Sarayı, Dimetoka Sarayı ve Edirne Sarayı’nda yaşamışlardır. Ayrıca çocukları veya zevcelerinin sancakbeylikleri sırasında Gelibolu, Kütahya, Amasya, Manisa ve Trabzon’daki şehzade saraylarında da ikamet etmişlerdir. Fatih Sultan Mehmed’in hanımı ve II. Bayezid’in annesi Gülbahar Hatun’dan itibaren padişah hanımları ve anneleri, genellikle Eski Saray’da oturdular.
Rivayete göre 1534’de Topkapı Sarayı’na ilk taşınan padişah validesi, II. Selim’in annesi Hurrem Haseki Sultan’dır. Ancak burada valide sultan olarak değil padişah hanımı olarak oturmuş, oğlunun padişahlığını göremeden vefat etmiştir. Padişah annelerinin padişah hanımı veya annesi olarak Topkapı Sarayı’nda; eski padişah hanımı veya annesi olarak Eski Saray’da oturmaları, II. Mahmud devrine kadar devam etmiştir. 1826’da Eski Saray, Sultan Abdülmecid devrinde de Topkapı Sarayı, ikametgâh olarak kullanılmamaya başlanmıştır. Daha sonraki padişahların anneleri, genellikle Dolmabahçe Sarayı’nda yaşamışlardır.
Valide sultanları anlatmaya müteakip yazılarımda devam edeceğim.