Ekim ayındaki yazılarımda tabii olarak hep Filistin’i ele aldım. Ne yazık ki bu durum bir müddet daha devam edeceğe benziyor.
ABD başta olmak üzere bu yangını söndürme konusunda etkili olabilecek devletlerin hükûmet başkanları ne yazık ki insanlık sınavında sınıfta kaldılar. Vicdanlarının karardığını açıkça gördüğümüz bu yöneticilerin insafa gelmesi için ölen ve yaralanan Filistinli sayısının hangi seviyeye ulaşması gerektiğini şu an için bilemiyoruz.
Bugün sizlerle başka bir acı olayı paylaşacağım. Önceki yazılarımdan belki hatırlarsınız, Osmanlı Hanedanı’nın yaşayan mensuplarıyla yakından ilgiliyim. Ailede vuku bulan doğum, ölüm, evlenme ve boşanma gibi gelişmeleri takip ederek bilgisayarımdaki şecere programına sürekli işliyorum. Bu bakımdan ailenin şu anda hayatta olan ikinci kıdemli şehzadesi Osman Selaheddin Osmanoğlu Efendi bana “şecerecibaşı” diye hitap eder. Aileyle ilgili bu tür gelişmeleri bazen ben ona önce bildirirken bazen de o bana haber verir.
ACI BİR ÖLÜM
Bu defaki vefat haberini Osman Selaheddin Efendi geçtiğimiz Cumartesi günü öğle saatlerinde verdi. Kendisinin de anne tarafından büyük dedesi olan Sultan Mehmed Reşad Han’ın dördüncü kuşaktan torunu olan Rukiye Bâlâ Hodo Hanımefendi 03:00 gibi hayatını kaybetmişti. Acı haberi şehzadeye merhumenin ablası Naime Banu Hodo Hanımefendi vermişti.
Ortaköy’deki Emin Vafi Korusu’nda, annesi Emel Nuricihan Hanımsultan ile aynı binada yaşayan merhume Bâlâ Hanımefendi uzun müddettir beyninde gelişen bir tümörden muzdaripti. 30 Ocak 1955 İstanbul doğumluydu. Yaşasaydı üç ay sonra 69 yaşında olacaktı.
RUKİYE BÂLÂ HODO KİMDİR?
Merhume Rukiye Bâlâ Hodo, otuz beşinci Osmanlı padişahı Sultan Mehmed Reşad Han’ın büyük oğlu Mehmed Ziyaeddin Efendi’nin kızlarından Rukiye Sultan’ın torunuydu. Hodo’nun annesi Behiye Emel Nuricihan Hanımsultan, 15 Haziran 1925 Beyrut doğumludur. Sürgünde doğan ilk Hanedan mensuplarından olan 98 yaşındaki hanımsultan, bugünlerde yaşlılığın getirdiği hastalıklar ve zorluklarla baş etmeye çalışıyor. Allah yardımcısı olsun.
1924 Mart’ında Osmanlı Hanedanı üyelerinin yurt dışına çıkarılması sırasında Şehzade Mehmed Ziyaeddin Efendi 51 yaşındaydı. Sekiz çocuk sahibiydi. Kızlarından Düriye Sultan sürgünden önce, 1922 yılında 17 yaşında İstanbul’da vefat etmişti. Şehzade vatandan beş kızından dördü ve iki oğluyla birlikte çıkmış, önceleri Beyrut'ta yaşamıştı. Büyük kızı Behiye Sultan ise eşi Cemaleddin Beyefendi ile Viyana’ya gitmişti.
Şehzade Ziyaeddin Efendi’nin kızlarından Rukiye Sultan İstanbul’da iken Sokollu Mehmed Paşa sülalesinden Mülazım-ı evvel (Üsteğmen) Abdülbaki İhsan Beyefendi ile evlenmişti. Genç çift 1925’te Beyrut’ta sürgündeyken doğan kızlarına Behiye Emel Nuricihan adını koymuşlardı. Kızı altı aylıkken hastalanan Rukiye Sultan, tedavi için eşi ve kızıyla Budapeşte’ye gitmiş ve orada 21 yaşında vefat etmişti. Mezarı Gül Baba Türbesi haziresindedir. Macaristan’dan kucağında iki yaşında bir bebekle gelerek vatana giriş yapan Abdülbaki İhsan Sokullu, o gün için Sürgün Kanunu’na göre yasak olmasına rağmen zamanın idarecilerinin göz yummasıyla kızını vatanda tutabilmişti. Emel Nuricihan Hanımsultan 1951’de Ziraat Mühendisi İsmail Cemalettin Hodo ile evlenmiş, bu evlilikten Naime Banu (d. 1952), Rukiye Bâlâ (d. 1955) ve Nazım Hüsnü (d. 1958) adında çocukları olmuştu.
GÖZYAŞLARIYLA DEFNETTİK
Osmanlı padişahlarından Mehmed Reşad Han’ın kanını taşımasının yanı sıra annesinin babası sebebiyle aynı zamanda Sokollu Mehmed Paşa’nın da soyundan gelen merhume Bâlâ Hanımefendi Alman Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Alman Filolojisi Bölümünden mezun olmuştu. Hiç evlenmemişti.
Merhumenin cenaze namazı, 5 Kasım 2023 Pazar günü Zincirlikuyu Camii’nde öğle namazının ardından akrabalarının, komşularının ve sevenlerinin katılımıyla eda edildi. Cenaze namazında bulunmak ve defnine iştirak edip kabrine toprak atmak bana da nasip oldu. Cenab-ı Hak padişah ve halife dedelerinin yüzü suyu hürmetine taksiratını affetsin.