Dünyadaki bütün insanlara peygamber olarak gönderilen, peygamberlerin sonuncusu ve en üstünü Muhammed “aleyhisselâm”, miladî 571 yılı Nisan ayının yirmisine rastlayan, Rebiyülevvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi sabaha karşı, Mekke-i mükerreme şehrinde dünyaya geldi. Hicret’ten 53 kamerî sene önce idi. Bu gece yani 26 Eylül 2023 Salı gününü Çarşamba’ya bağlayan gece Mevlid Kandili’dir. Yani hicrî takvime göre Peygamber efendimizin 1498’inci doğum yıl dönümüdür.

Her sene hicrî takvime göre tespit edilen bu gece, dünyanın her tarafındaki Müslümanlar tarafından coşkuyla kutlanmakta, her yerde Kur’ân-ı kerîm, ilahiler ve mevlid kasideleri okunarak Resûlullah efendimiz hasretle hatırlanmaktadır.

KADİR GECESİNDEN SONRA EN KIYMETLİ GECE

“Mevlid” doğum zamanı demektir. Peygamber efendimiz nübüvvetten sonra, her yıl bu geceye ehemmiyet verirdi. Mevlid gecelerinde ashabına ziyafet verir, dünyayı teşrifindeki ve çocukluk zamanındaki olayları anlatırdı. Her peygamberin ümmeti, kendi peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştı. Bugün de Müslümanların bayramıdır, neşe ve sevinç günüdür.

Bu gece, Resûlullah’ın doğum zamanında görülen hâlleri, mucizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Bunları anlatmak ve Peygamber efendimizi övmek üzere çeşitli dillerde yazılmış çok sayıda Mevlid kasideleri vardır. 200 civarında Türkçe Mevlid arasında meşhur olan ve Türkiye’nin her köşesinde, her zaman seve seve okunan Mevlid Kasidesi’ni Süleyman Çelebi (ö. 1422), 15. asrın başında yazmıştır. Asıl adı Vesîletü’n-Necât yani Kurtuluş Vesilesi’dir. 16 bölüm ve 770 beyitten meydana gelir. Mevlid-i şerîf okumak, Resûlullah’ın dünyaya gelişini, Miracını ve hayatını anlatmak, onu hatırlamak, onu övmek demektir. Mevlid Gecesi, Kadir Gecesi’nden sonra en kıymetli gecedir.

Bu gece Allah rızası için Mevlid cemiyeti yapmak, Mevlid kasidesi okumak, salevat-ı şerîfe getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayır ve hasenat yapmak, böylece bu gecenin şükrünü yerine getirmek çok sevaptır. Diğer kandillerde olduğu gibi, bugün de Kur’ân-ı kerîm ve ilmihâl kitapları okumalı, kaza namazı kılmalı, sadaka vermeli, dua etmeli, Cenab-ı Hak’tan af ve mağfiret dilemelidir.

SERVER-İ KÂİNAT DOĞUYOR

Peygamber efendimizin babası Abdullah hazret-i Âmine ile evlendiğinde 18 yaşında idi. Ticaret için gittiği Şam’dan döndükten sonra Medine’de hastalanarak oğlunun doğumundan yedi ay önce vefat etti.

Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalib, Mekke’ye hâkim olan Kureyş kabilesinin reisi idi. Abdülmuttalib’in babası Haşim’in soyu olan Haşimîler, Kureyş kabilesinin on tane kolu içinde en şereflisi idi. Kureyş’in reisinin torunu olarak dünyaya geldiğinde, Peygamber efendimizin on iki amcası ve altı halasından hayatta olanlar ve bütün Kureyş halkı büyük sevinç yaşadı. Hatta amcalarından Ebû Leheb, cariyesi Süveybe “Kardeşin Abdullah’ın oğlu oldu.” diyerek kendisine müjde getirince sevinmiş, “Ona süt vermek şartı ile seni azat ettim.” demişti.

Ona Muhammed adını, dedesi Abdülmuttalib koydu. Onun adının yeryüzüne yayılacağını, herkesin onu methedeceğini rüyasında görmüştü. Muhammed çok övülen demektir. Doğduğu zaman göbeği kesilmiş ve sünnet olmuş görüldü. Evvela mübarek annesi dokuz gün, sonra Ebû Leheb’in cariyesi Süveybe birkaç gün emzirdi. Sonra Benî Sa’d köyünden Haris’in zevcesi Halîme iki sene emzirdi. İki sene daha bu köyde kalarak dört yaşında Mekke’ye getirildi. Altı yaşında iken annesi Hazret-i Âmine, sekiz yaşında iken dedesi Abdülmuttalib vefat etti. Bu seneden sonra kendisine amcası Ebû Talib baktı.

HER AN İSMİ ZİKREDİLİYOR

Resûlullah’ın “sallallahü aleyhi ve sellem” peygamberliğini işiten herkesin, ona iman etmesi lazımdır. İşittikten sonra iman etmeden vefat eden, Cehennem’e girecek ve orada sonsuz olarak azap çekecektir. Onun peygamber olduğuna inanmamak, onun büyüklüğünü, üstünlüğünü anlamamak, onun kıymetini, şerefini azaltmaz. Allahü teâlâ İnşirâh suresinin dördüncü ayetinde mealen “Senin zikrini yükseltmedik mi?” buyuruyor. Nitekim yeryüzünde bir derece batıya gidildiğinde namaz vakitleri dört dakika sonra başladığı için, dünyanın her yerindeki Müslümanlar, her günün her dakikasında ezan okumakta, onun mübarek ismi her yerde her an, saygı ve sevgi ile söylenmektedir.

Kıymetli okuyucularımın Mevlid Kandili’ni candan tebrik eder, milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa hayırlara vesile olmasını yüce Mevlâ’dan niyaz ederim.