Kanûnî Sultan Süleyman Han, 46 yıllık bir saltanattan sonra ordunun başında olarak çıktığı 13. ve son seferinde harp meydanında vefat etti. O sırada Sigetvar Kalesi’nin kuşatması devam ediyor, otağındaki hasta yatağında kale bedenlerini döven Osmanlı toplarının seslerini duyabiliyordu.
Ruhunu teslim ettiğinde İstanbul’dan 1300 kilometre uzakta idi. 13 seferinden onunu Batı’ya yapmıştı. 1529’daki 4. Sefer-i hümâyûnda İstanbul’dan 1600 kilometre uzaklıktaki Viyana önlerine gelmiş, karargâhını Viyana Kalesi’nin iki kilometre yakınına, bugünkü Kaiserebersdorf denilen mahalde kurmuştu. Doğu istikametinde ise 1534’te Bağdat’ı fethettiği zaman İstanbul’a 2000 kilometre uzaklıktaki Necef’e kadar gitmiştir.
ANNESİ AYŞE HAFSA SULTAN
Yavuz’un vefatında hayattaki tek oğlu olan Kanûnî, 1495’de Trabzon’da doğdu. Annesi Cengiz Han’ın oğlu Cuci Han neslinden Kırım hanı Mengli Giray Han’ın kızı Ayşe Hafsa Valide Sultan’dır. Oğlunun Manisa sancakbeyliği sırasında 8,5 sene bu şehirde yaşadı. Burada cami, medrese, kütüphane, imâret, dergâh, dâruşşifâ, hamam ve sıbyan mektebinden meydana gelen muazzam bir külliye meydana getirdi.
Ayşe Hafsa Sultan 1534 senesinde İstanbul’da vefat etti. Sultan Selim Camii bahçesinde, Yavuz’un türbesinin yanına defnedildi. Sonradan oğlu Kanunî tarafından üzerine bir türbe yaptırıldı. 1894’teki büyük İstanbul depreminde yıkılan türbenin yapımına, 2. Meşrûtiyet’ten önce başlanmış ise de yarım kalmıştır. Uzun yıllar temellerine kadar yıkılmış bir hâlde bulunan türbenin yeniden inşası Fatih Belediyesi ve İl Özel İdaresi tarafından 2013’te başlatıldı. Restorasyonu tamamlanarak 2018’de ziyarete açılan türbede, valide sultanınkinin yanı sıra kızı Şah Sultan’ın da kabri vardır.
CİHAN DEVLETİ
1520’de babasının vefatı üzerine 25 yaşında tahta geçen Kanûnî yarım asra yaklaşan saltanatı süresince ordunun başında çıktığı seferlerin hepsinde zafer kazandı. Yaptığı donanma, Avrupa’da birinci idi. Devletinin gücü, o sırada dünya üzerindeki diğer bütün devletlerin güçleri toplamından fazla idi. Askerî deha olarak Osmanlı padişahları içinde Fatih’ten ve babası Yavuz’dan sonra üçüncü sıradadır. Babasından 6,5 milyon kilometre kare olarak teslim aldığı Osmanlı topraklarını, 15 milyon kilometre kareye ulaştırdı.
Devrinde fethedilen bütün toprakların, sömürge değil birinci sınıf vatan toprağı olduğunun bir göstergesi olarak, Kanûnî’nin yanı sıra, kızları, damatları ve kumandanları da Anadolu ve Rumeli’nin her yerinde, Rodos ve başka adalarda çok sayıda cami, medrese, hastane, aşhane, yol ve köprüler yaptılar. İstanbul’daki Sultan Selim, Şehzadebaşı, Cihangir ve Süleymaniye Camii gibi şaheserler bunlar arasındadır.
MİMAR SİNAN YAPISI TÜRBE
Batılıların “magnificient, great: muhteşem, büyük” unvanını verdiği büyük hakan, son seferinde vefat ettiğinde 72 yaşını sürüyordu. Atası Murad-ı Hüdavendigâr gibi düşmanın silahıyla şehit düşmese de başında bulunduğu ordusu düşmanla çarpışırken harp meydanında vefat etti. Fatih ve Yavuz’da ordularıyla sefere çıkmışken yolda vefat etmişlerdi.
Kanûnî Sigetvar’daki otağının içinde tahnit edilirken vücudundan çıkarılan organları aynı yere defnedilmiş daha sonra buraya bir makam türbesi inşa edilmiştir. 150 yıl kadar sonra elimizden çıkan bu topraklarda zaman içinde kaybolan türbenin yeri, son zamanlarda yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir.
Kanûnî’nin İstanbul’daki türbesi, Fatih merkez ilçesinin Süleymaniye semtinde, Süleymaniye Camii’nin kıble duvarının hemen önündedir. Mimar Sinan yapısı, sekizgen plânlı, etrafını çepeçevre dolanan 33 sütunlu revakı bulunan, sekiz sütuna oturan iç kubbenin üzerinde dış kubbesi de bulunan muhteşem bir yapıdır. Revakların örttüğü alt bölümün giriş dışındaki her yüzünde çifter çifter pencereler, üst bölümün her yüzünde üçer pencere bulunur. Türbenin giriş kapısının üzerindeki saçağın altında, Türkiye’deki Hacerülesved parçalarının en büyüğü yer alır. Diğerleri Kadırga semtindeki Sokollu Mehmed Paşa Camii’nde ve Edirne Eski Cami’dedir.
Türbede, Kanûnî’ninki dâhil toplam yedi sanduka vardır. Kapıdan girildiğinde tam ortadaki sedef kakmalı parmaklık içindeki büyük sanduka Kanûnî’ye aittir. Onun solunda, sırasıyla 20. ve 21. Osmanlı padişahları II. Süleyman ve II. Ahmed Han’ın, yine sedef kakmalı parmaklık içindeki sandukaları yer alır. En soldaki sanduka II. Ahmed Han’ın tek eşi Râbia Haseki Sultan’ındır. Kanûnî’nin sandukasının hemen sağındaki kabirde biricik kızı Mihrimah Sultan yatar. Onun sağında II. Süleyman Han’ın annesi Sâliha Dilâşûb Valide Sultan’ın, en sağda ise II. Ahmed Han’ın 3-4 yaşlarında vefat eden kızı Âsiye Sultan’ın sandukaları vardır.