Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa devletlerinden aldığı cesaretle İsrail’in Gazze’de giriştiği Filistinli kıyımının 36. gününde İslam dünyasından nihayet güçlü bir ses duyuldu.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği’nin olağanüstü ortak zirve toplantısı 11 Kasım günü Suudi Arabistan’ın başşehri Riyad’da yapıldı. Zirvenin akabinde yayınlanan sonuç bildirisi, bundan evvelki tabir caizse “eyyamcı” bildirilere hiç benzemiyordu. Gerçekten olması gereken ifadeleri barındıran, sert, gerçekçi ve mantıklı maddelerin sıralandığı bir metin olmuş. Gerçi Filistinli ölü sayısının 12 bine, yaralı sayısının 30 bine ulaştığı ve Gazze’nin yerle bir edildiği bir zamanda çıkan bu ses için ancak “Ba’de harâbi’l-Basra” denir ama buna da şükür diyoruz.

İNSANLAR BU SUÇU PAYLAŞMAK İSTEMİYOR

Devletleri idare eden yönetici kadrolar ile halklarını daima ayrı tutmak isterim. Bunu daha önce de yazmıştım. Nitekim İngiltere Başbakanı Rishi Sunak istediği kadar Tel Aviv’e gidip savaş suçu isteyen İsrailli yöneticilerle sarmaş dolaş olsun, halkının tamamı kendisi gibi düşünmüyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde Londra’da 300 bin kişinin katıldığı Filistin’le dayanışma yürüyüşü gerçekleştirildi. Benzer gösteriler başka ülkelerde de yapıldı ve giderek de yaygınlaşıyor.

İspanya’da stadyumlarda İsrail ya da Filistin bayrağı açmak yasaklansa da birçok kulübün taraftarı bu yasağı Filistin lehine deliyor. Mesela 8 Kasım’da Şampiyonlar Ligi’nde Portekiz’in Benfica takımına karşı oynanan maç öncesinde bir grup Real Sociedad taraftarı kanlı kefenleri temsilen kırmızı boyalı beyaz elbiseler giyerek tribünlerden Filistin’e destek gösterisi yaptı. Ben insanların Gazze’deki vahşete gösterdikleri bu tür tepkileri, yöneticilerinin ateşkes çağrısı yapmaktan bile çekinmelerinden son derece rahatsız olduklarına ve bu utanç verici suça ortak olmak istememelerine bağlıyorum. Zaten insanlıktan çıkmamış bir kişinin göstereceği davranış biçimi de bu değil midir?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN KONUŞMASI

Yeniden İİT ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne dönecek olursak, Riyad’daki toplantıya İİT üyesi 57 ülkenin devlet veya hükûmet başkanları katıldı. Bunlardan 22 tanesi aynı zamanda Arap Birliği üyesi. Zirvede Türkiye’yi temsil eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da eşlik ettiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede özetle şunları söyledi:

7 Ekim’den bu yana Gazze ve Ramallah’ta yaşananları tarif etmeye kelimeler kifayetsiz kalıyor. Hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının, ambulansların bombalandığı, güvenli denilen bölgelere göç eden sivillerin katledildiği tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız. Hastane koridorlarında masum bedenleri sıra sıra dizilen çocuklar, sevip koklayamadıkları evlatlarına sarılarak can veren analar, enkaz yığınına dönen binalarda elleriyle aile fertlerini arayan babalar, hasılı doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarda yitip giden hayatlar tam 36 gündür süregiden vahşetin birer şahididir. İsrail yönetimi bir çoğumuzun doğru bulmadığı 7 Ekim hadisesinin intikamını Gazzeli bebeklerden, Filistinli masum çocuklar ve kadınlardan çıkarmaktadır. Birleşmiş Milletler’e göre Gazze ve Ramallah’ta katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73’ü kadın ve çocuktur.

Bu cinnet hâlinin savunulabilir veya mazur gösterilebilir hiçbir tarafı yoktur. İnsan hak ve hürriyetlerini dilinden düşürmeyen Batılı ülkelerin Filistin’de süregiden katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir. Gazze’de 12 bine yakın insan ölmüş, Gazze’nin neredeyse tamamı yıkılmış ama bu ülkeler İsrail’e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor, yapamıyor. Gazze’de insanlar ölüyor ama onların hiçbirinin kılı kıpırdamıyor. Bu sadece âcizlik değil, aynı zamanda korkaklıktır, vicdansızlıktır. Zulüm karşısında susanlar da en az zalimler kadar akan kana ortaktır. Amerika ve Batılı ülkeler güya savunuculuğunu yaptıkları değerleri, İsrail yönetiminin ihtiraslarına kurban etmişlerdir.

OLAĞANÜSTÜ ZİRVENİN SONUÇ BİLDİRİSİ

Zirvenin ardından yayınlanan 31 maddelik sonuç bildirisinde Filistin konusunda şimdiye kadar hiç telaffuz edilmemiş çok mühim ifadeler yer alıyor. Mesela Filistinlilerin topraklarını işgal eden İsrailli yerleşimciler terörist ilan ediliyor. Bu maddelerin ayrıntılarını yer darlığı sebebiyle burada zikredemiyorum. İnternetten bulup okumanızı hararetle tavsiye ederim.

Ancak şu hususu belirtmeden geçemeyeceğim ki bu maddelerden özellikle icra ile ilgili olanlarının sonuç bildirisine konulması, tamamen Türkiye’nin çabalarıyla olmuştur. Bu gerçeği Cumhurbaşkanı Erdoğan Riyad’dan dönerken uçakta gazetecilere açıkladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan toplantıya Erdoğan’dan bir gün önce gitmiş ve daha önceden üzerinde çalışılarak belirlenen konuların hepsinin nihaî metne konulmasını sağlamış. Masada gerçekleştirilen bu başarılı çalışmaların sahaya da yansıması ve bir an evvel akan kanın durması en büyük dileğimiz.