AB genişlemesini engellemeye yönelik bir girişim mi? Yoksa sadece bir ‘konuşma dükkanı’ mı?
Prag’da geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Avrupalı liderlerinin bir araya geldiği toplantının bir ayrıntısı gözden kaçırıldı. Toplantı, Avrupa Siyasi Topluluğu’nun açılışı idi. 40’tan fazla ülke lideri Avrupa Siyasi Topluluğu’nun (EPC) açılış toplantısı için Prag’a geldi.
Bir anlamda Topluluk, Avrupa’nın Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına karşı birleşik duruşu mesajını veriyor. Toplantı aslında türünün ilk örneği. Çünkü Avrupa Birliği’nin (AB) 27 üye ülkesinin yanı sıra, Norveç ve İsviçre toplantı katılımcıları idi.
Ukrayna, Moldova, Gürcistan, Azerbaycan’ın içinde olduğu AB dışı ülkeler ve İngiltere, Türkiye, AB toplantısına davet edildi. Bu anlamıyla Avrupa Siyasi Topluluğu Avrupa’nın yeni bakışını gösteriyor. Toplantıya Rusya’nın komşusu ve Ukrayna’ya karşı savaşta destekçisi Belarus davet edilmedi. Fransa’nın lokomotifliğini yaptığı oluşum aslında Rusya’ya karşı geliştirilmiş bir refleks olarak değerlendirmek mümkün.
STRATEJİK YAKINLIK STRATEJİSİ
Avrupa Siyasi Topluluğu, Yeni dönem Avrupa’nın ortaya koyduğu siyasi bir adımının bir göstergesi. Sınırları dışına çıkan bir politik yaklaşım sergiliyor. Toplantının açılış konuşmasını yapan Macron, grubun varlığını “stratejik yakınlık” kavramı ile ifade ediyor.
Stratejik yakınlık ile inşa edilmiş yeni bir siyasi Avrupa Birliği ortak stratejiler bularak sorunlara yeni bir alternatif oluşturmak istiyor. Macron ‘Gölge Avrupa Birliği’ görünümündeki Grubun AB ile rekabet etmek değil, tamamlayıcı projeler bulmak istediğini açıkladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un buluşu olan EPC, Avrupa ülkeleri için siyasi koordinasyon için bir platform görevi görmesi isteniyor. AB’ye göre, kıtanın güvenlik ve istikrarını güçlendirmek için ortak çıkar konularında siyasi diyalog ve işbirliğini teşvik etmek gerekiyor. Ancak bazı eleştirmenler, yeni platformun AB genişlemesini engellemeye yönelik bir girişim olduğunu ifade ediyor. Hatta daha da ileri gidilerek oluşumun içeriği olmayan bir konuşma dükkanı haline gelebileceğini belirtiyorlar. Macron, toplantıdan önce EPC’nin Avrupa’nın geleceği üzerinde kalıcı bir etkisi olmasını beklediğini söyledi.
Ancak AB Konseyi Çek Başkanlığı, Prag’da “EPC’nin hiçbir resmi yazılı sonucunun öngörülmediğini” söyledi. Bu da aslında bir çelişki. Zirvenin oluşturulmasında Macron’u yakından destekleyen Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise toplantının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e güçlü bir sinyal gönderdiğini söyledi.
Scholz “Burada buluşan herkesin, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının son on yılda Avrupa’da sahip olduğumuz güvenlik ve barışın acımasız bir ihlali olduğunu çok açık bir şekilde biliyoruz. Bu nedenle bu saldırıyı reddetmemizönemlidir” dedi.
Zirveye katılan liderler güvenlik ve barışın yanı sıra enerji, iklim ve ekonomi konularında yuvarlak masa toplantıları gerçekleştirdiler. Çek Başbakanı Petr Fiala oturumun açılışında yaptığı konuşmada, “Avrupa’nın şu anda birçok zor sorunu var ve çözümleri tartışmak için burada buluşuyoruz.” dedi. Petr Fiala Rusya- Ukrayna ihtilafı, enflasyon, yüksek enerji fiyatları, sürdürülebilir enerji ve ekonomiye geçiş ve yasadışı göçe değindi.