Son yıllarda “Birlik” olma yolunda ilerleyen Türk Devletleri özellikle iki yıl önceki 2.Karabağ Savaşı ve Ukrayna işgali ile silkelendi ve kendisini sorgulamaya başladı.

Türkiye’nin Azerbaycan’a olan desteği, Karabağ Savaşı ile askeri olarak doğrudan sahada hissedildi. Dünya ülkeleri Azerbaycan’ın zaferinin en önemli nedenlerinden biri olarak Türk SİHA’larını ve Türk Silahlı Kuıvvetleri’nin (TSK) strateji desteği olduğunu söylerken abartmamıştı.

Bağımsız Türk devletleri ve bölgede geniş bir yayılma alanının içinde yeralan Türk nüfusu da bu desteği açık açık gördü. 2. Karabağ savaşı bu anlamı ile bölgede büyük bir paradigma değişimi yaşattı. Bölgesel anlamda yıllardır devam eden statükoda kırılmalar meydana geldi.

İran’da yaşanan değişim de bunun bir parçası. Ülkede 40 milyon Türk nüfus yaşıyor. Dünyadaki birçok devletten daha fazla nüfusa sahip bölgede artık yeni dinamikler var. Savaş sonrasında İran’da yaşayan Türtkler artık Şiilik üzerindeki mezhep önceliğini bıraktı ve Türk kimliği üzerinden kendine yeni bir öncelik seçti. Yıllardır İran devletinin yanında olan nüfus tamamen devlet ile bağını kopardı ve yüzünü Azerbaycan ve Türkiye’ye çevirdi.


 

BİRLEŞİK TÜRK DÜNYASI JEOPLOLİTİĞİ

Bugün artık “Birleşik Türk Dünyası” yeni jeopolitik gerçeklik olarak ortaya çıkıyor. Bu, Kafkasya ve Orta Asya’da Rusya’nın tarihsel ve kültürel hegemonyası için Çin’in ekonomik gücünün ağırlığının kırılması ve İran’ın Şialık üzerinde kurduğu politik güç devşirmesinin üçüncü bir alternatif olabilir.

Son dönemde Türk Devletleri, mevcut potansiyellerini bağımsız bir şekilde kullanmayı öncelemiş durumda. Türk Devletleri Teşkilatı Eski Genel Sekreteri Bağdad Amreyev “Tarihte ilk kez Türk devletleri tek bir şekilde hareket etmektedir. Biz birleştik, daha da güçlendik” cümlelerini kullanmıştı. Türk Devletler Teşkilatı da bu yeni vizyon ile daha da güçleneceğe benziyor. Bu aslında Türk devletlerinin ilk kez ortak ses çıkarışı olarak da yorumlanabilir.


 

TÜRK DEVLETLERİ ÜZERİNDEKİ HEGEMON GÜÇLERİ TASFİYE EDEBİLİR

Türk devletleri Rusya ve Çin gibi ülkelerin tam hakimiyetinden kurtulmanın yolunu bulmaya çalışıyor. Çin sermayesiyle Türk devletlerini esir almış durumda. Kırgızistan’ın Çin’e borcu artık ödenemeyecek bir duruma doğru ilerliyor.

Çin zaten ekonomik kapitilasyonlarla bölgedeki gücünü daha da arttırmak istiyor. Denizden istediğini alamayan Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ Projesi için Türk devletleri çok önemli. Rusya ise Ukrayna savaşı ile bölgedki ağırlığını kaybetti. Artık Türki Cumhuriyetler Rusya’sız Avrupa’ya ulaşma rotalarını deniyor. En son Taşkent’ten bakır taşıyan tren Rusya topraklarına uğramadan Bulgaristan’a ulaştı.

Sadece bu yıl Türk devletlerinin kendi arasındaki kara güzergahının kullanımı 2,7 kat artarken, Rusya anakarası saf dışı kaldı.


 

TÜRKİYE DEĞİŞİMİN BAŞAT ÜLKESİ

Doğu-Batı arasında en önemli ülke yine Türkiye. Karabağ Savaşı’ndan bu yana Türkmenistan, Kazakistan ve Kırgızistan’ı insansız hava araçlarıyla donatan Türkiye, Kazakistan ve Özbekistan ile çok sayıda askeri anlaşma imzaladı.

İlişkilerine emperyalist olarak yaklaşmayan Türkiye, Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’a verdiği askeri destek Rusya’sız da bölgede hareket edilebileceğini gösterdi. Artık Türk Devletleri’ne özgüven geldi. Ve artık Yeni ‘Türk Yüzyılı’ söylemlerinden açık açık bahsediliyor.

Kendine güven kazandıkça daha da güçlenen Türk dünyasında yeni değişimleri beklenmesi muhtemel. Türkiye’nin 100. Yılında gelişimine büyük ivme katacağı 2023 yılı Türk dünyası açısından Yüzyıllık bir gerileme ve duraklama döneminin sonu ve yükseliş döneminin başlaması olabilir. Bunu hep birlikte bekleyip göreceğiz.