Geçen hafta Salı günü, el emeği göz nuru, çok nefis hat ve tezhip eserlerinin bulunduğu bir sergiyi ziyaret ettim. Osmanlının geleneksel güzel yazı ve süsleme sanatlarının en güzel örneklerini, yine Osmanlı yapısı tarihî bir mekânda görmek ziyarete ayrı bir hava kattı. Sergiyi birlikte gezdiğimiz grubun içinde bir de Osmanlı şehzadesi olunca ziyaretimiz, ileride daima hatırlayacağımız güzel bir anıya dönüştü.

ATİK VALİDE KÜLLİYESİ

Sakini olmakla iftihar ettiğimiz güzel İstanbulumuzda, Osmanlı padişahlarının anneleri olan valide sultanların yaptırdığı pek çok külliye var. Bunların en eskilerinden olan Valide-i Atik Külliyesi, Osmanlı padişahlarından II. Selim’in hanımı ve III. Murad’ın annesi olan Nurbânu Valide Sultan tarafından 1570-1583 yılları arasında Mimar Sinan’a yaptırılmış. Üsküdar ilçesinin Toptaşı semtinde, çok geniş bir alana yayılan bu muazzam külliye, cami, şadırvan, tekke, medrese, çifte hamam, aşhane, tabhane, kervansaray, sıbyan mektebi, çeşme, dârülhadis, dârülkurra ve dârüşşifâdan meydana geliyor.

Külliyedeki tekke binası günümüzde, Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi olarak hizmet veriyor. Yaklaşık 1500 metrekare alanı kaplayan ve bir avlu etrafındaki 35 adet kare planlı kubbeli birim ile bunlardan daha büyük ve yine kubbeli bir tevhidhaneden meydana gelen mekân, tarihî süreç içinde daha çok Halvetî tarikatı dergâhı olarak kullanılmış. Kubbeli birimlerden ikisi binanın girişini meydan getiriyor. Bu girişin dış cephesindeki kemerin üzerinde ta’lik hatla “Ne güzel hânıkâh-ı Vâlide Sultân-ı atîk / Meslek-i hazret-i Şa’bân-ı Velî bunda tarîk” beyti yazılıdır. Geri kalan 33 adet kubbeli birim geçmişte, tekkenin şeyhi ile 32 adet dervişin kullanımına tahsis edilmiş.

EL EMEĞİ, GÖZ NURU

Gezimiz, Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi sorumlusu Kalemkâr ve Müzehhib Muammer Semih İrteş’in merkezin tarihçesi ve yürüttüğü faaliyetler hakkında verdiği kısa bir brifing ile başladı. Daha sonra merkezdeki eğitimciler ile eğitim gören öğrencilerin, geride kalan üç yıl boyunca meydana getirdikleri çalışmalardan sergi için seçilmiş 150 adet eserin incelenmesine geçildi.

Sülüs, nesih, ta’lik, muhakkak, dîvânî ve diğer hat çeşitleriyle yazılmış besmeleler, âyet-i kerîmeler, hadîs-i şerîfler, hilye-i şerîfler, esmâ-i hüsnâlar ve bazı özlü sözler gözlerimizin pasını aldı. Ama bizlerde asıl hayranlık uyandıran husus, bu levhaların çevresinin çeşitli motiflerle süslenmesinde gösterilen sanat kudretiydi. Bu süsleme işlemine “altınlama” manasında tezhip, bu sanatı icra edenlere de müzehhip deniyor. Semih Bey bu işlemin bir levha için bile birkaç sene sürebildiğini ve müzehhibin bir eseri tamamlamak için bazen yüzbinlerce fırça darbesi vurduğunu söyleyince doğrusu inanmakta zorlandık.

Whatsapp Image 2024 06 03 At 11.51.49

CANLI GÖSTERİ

Bu tereddüdümüz, merkezdeki atölyelerden birinde yürütülmekte olan tezhip çalışmasını canlı olarak izleyince kayboldu. Bu nadide eserlerin nasıl bir emek sarf edilerek hazırlandığına kendi gözlerimizle şahit olduk. Tezhip dalında ulusal ve uluslararası birçok yarışmada ödüller kazanmış müzehhibe ve merkezin başhocası Mamure Öz, üzerinde çalıştığı bir eser üzerinden bizlere tezhip sanatıyla ilgili ayrıntılı bilgi verdi. O gün sadece elindeki çalışmada yer alan bir gül motifini ancak bitirdiğini söyleyince sergideki eserlerin değeri nezdimizde bir kat daha arttı. Süslemelerin renklendirilmesinde kullanılan ve asırlar geçtiği halde solmayan ezilmiş varak altın ve diğer boyaları, bazılarının ucunda sadece iki kıl bulunan tezhip fırçalarını ve altın renginin parlatılmasında kullanılan zermühre aletini gördük ve bunların kullanılışlarını zevkle izledik.

ONUR KONUĞU OSMANLI ŞEHZADESİ

Sergiyi birlikte ziyaret ettiğim Osmanlı şehzadesi Osman Selaheddin Osmanoğlu, baba tarafından 33. Osmanlı padişahı V. Murad, anne tarafından da 35. Osmanlı padişahı Sultan Reşad’ın torunu. Kendisi 1940 yılında İskenderiye’de doğmuş ve hayattaki 24 Osmanlı şehzadesi arasında kıdem bakımından ikinci sırada bulunuyor. Büyük büyük annesinin yadigârı tarihî bir mekânda, Osmanlı hat ve süsleme sanatının en güzel örneklerini birlikte görmek, benim için kolay ele geçmeyecek güzel bir hatıra oldu.

Sizler de Valide-i Atik Mahallesi, Tekkeönü Sokak, No: 1, Üsküdar adresindeki Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi’nde açılan “Nakkaş’ın Fırçasından” sergisini, 14 Haziran’a kadar pazar hariç her gün 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.