Tarih boyunca; -hemen hemen her yüzyılda en az iki kez- coğrafi konumu nedeniyle, gücü her yeten tarafından işgal edilmiş, yağmalanmış, katliamlara maruz kalmış, salgın hastalıklardan kırılmış –gelene ağam giden paşam demeyi kanıksamış!- Sicilya Adası’nın halkını, yani kendi vatandaşlarını anlatıyor Giovanni Verga, Duvarcı Ustası Don Gesualdo’da…
Tarih boyunca yaşadıkları nedeniyle, kendi çıkarını kollamaktan başka bir şey düşünmeyen, fırsatçı, ahlaki ve insani değerlerden yoksun Sicilya halkına projektör tutuyor Verga aynı zamanda… Hem de ne tutma…
Siz bakmayın Givanni Verga’nın “Duvarcı ustası” dediğine Don Gesualdo, bildiğimiz “Laz müteahhit! :)))” Yalnızca duvar yapmıyor, kamudan köprü ihaleleri alıyor –gerçi yıkılıyor ya :)))- kamu arazileri üzerinden spekülasyon yaparak “yırtmaya” çalışıyor.
Sonunda yırtıyor da!
Ama o yırttığında yaşamı da yırtılmış oluyor…
Soylu bir ailenin kızıyla evlenerek sınıf atlayacağına inandırılan Don Gesualdo’nun tüm yaşamı boyunca giriştiği amansız mücadele sırasında ve sonrasında en çok kendi sınıfından, yani yoksullardan çekmesi romanın en ironik yanı…
Kimse daha kötüsünü yapamaz, yoksulun yoksula yaptığını deyip bitirmek en iyisi...
Ve elbette kitabı armağan eden Yurdagül Uygun aplama teşekkür etmeyi unutmadan…