Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında 25 Ekim 2023 günü yaptığı konuşmada, 7 Ekim’den beri devam eden çatışmalarda Batılı liderlerin İsrail’e destek yarışına girmelerini kastederek “Batı’nın İsrail’e borcu çok ama Türkiye’nin hiç borcu yok.” ifadesini kullanmıştı
Filistin’deki İsrail vahşetinde 42. güne ulaşıldığı hâlde önde gelen Batılı liderler bırakın en ufak bir ateşkes çağrısını yapmayı, Erdoğan’ın bu sözünü ispat edercesine bir de İsrail savunuculuğuna soyunuyorlar. Zalime yardımın da zulme ortak olmak manasına geleceğini hiç düşünmüyorlar. %73’ü kadın ve çocuk olan Filistinli 12 bin ölü ve 30 bin yaralının kanlarının dolaylı olarak kendi ellerine de bulaşmasını hiç umursamıyorlar.
ALMANYA BAŞBAKANININ ÇIKIŞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada,
“Bütün dünyanın gözü önünde bir felaket, bir facia, bir insanlık suçu yaşanıyor. Filistin halkının binlerce yıldır yaşadığı topraklarını zorla gasp edenler, bunun üzerinde geçmişi 75 yılı ancak bulan ve meşruiyetini bizzat kendi faşistlikleriyle tartışmalı hâle getirdiği bir devlet inşa etmeye çalışıyor. Bununla da yetinmiyor, ülkemiz topraklarını da içeren vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle sabrımızı zorluyorlar.” diyerek sözlerine,
“Henüz doğmamış bebeklerden masum çocuklara, mazlum kadınlara ve erkeklere kadar on binlerce insanın yitip giden canlarının hesabı elbette sorulacak. Neredeyse bir asırdır hastalıklı bir fanatizm uğruna milyonlarca insanın maruz kaldığı zulmün hesabı elbette sorulacaktır. Bu zalimlerin her biri ve onlara verdikleri destekle aynı suça ortak olanlar, önce insanlık vicdanında, ardından tarih önünde mutlaka yargılanacaktır.” şeklinde devam etmişti.
Erdoğan son olarak partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada,
“Amerika’nın ve Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail hükûmeti, katliamlarına tam 40 gündür aralıksız şekilde devam ediyor. Okulları, camileri, kiliseleri, hastaneleri, pazar yerlerini, binaları, sokakları kasıtlı olarak hedef alan İsrail, bir şehri içindeki insanlarıyla topyekûn yok etme stratejisi uyguluyor. Evlerini terk etmeye zorladığı sivilleri yolda kasıtlı olarak bombalayan bir canilikle kelimenin tam anlamıyla bir devlet terörü estiriyor. Ve ben şu anda gönlüm ferah, açık olarak diyorum ki İsrail bir terör devletidir.” demişti.
Erdoğan’ın bu haklı suçlamalarına cevap İsrailli yetkililer yerine Almanya Başbakanı Olaf Scholz’dan geldi. Scholz,
“İsrail bir demokrasidir. Her fırsatta bunun bizim görüşümüz olduğunu vurgulayacağız. İsrail, insan haklarına ve uluslararası hukuka bağlı bir ülkedir ve eylemlerinde de buna göre hareket etmektedir. Bu nedenle İsrail’e yönelik suçlamalar saçmadır ve bu konuda hiç şüphe yoktur.” ifadelerini kullandı.
ÇOK VAHİM BİR GELİŞME
Bu sözleri sarf etmek için insanın ya duygusuz bir robota dönüşmüş olması veya gerçekten İsrail’e çok büyük bir borcunun bulunması gerekir. Velhasıl İsrail’in Filistin’de haftalardır sürdürdüğü soykırım, her fırsatta insan hakları havariliği yapan Batı’nın yüzündeki yaldızlı maskeyi düşürdü, altındaki gerçek yüzleri bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı.
Ancak durumun başka bir boyutu da var. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da ifade ettiği gibi “İsrail’in Gazze’deki hukuk tanımazlığı, sivilleri topyekûn hedef alması karşısında sessiz kalmak, dünyanın başka yerlerinde de hukukun ihlaline yeşil ışık yakmakla eş anlamlıdır.” Devletlerin başında aklıselim sahibi liderlerin bulunmasının önemi bir defa daha ortaya çıktı. Şu andaki görüntüye göre, Türkiye ve birkaç ülke hariç nerdeyse bütün dünya liderlerinin bu utanç verici durum karşısında sessiz kalmaya devam etmeleri, genç nesillerin yaşanabilir bir dünya hayallerini yıkacak nitelikte.
ERDOĞAN-SCHOLZ GÖRÜŞMESİ
Almanya Türkiye açısından herhangi bir ülke değil. 3,5 milyon Türk var orada. Hem de 1960’lı yıllardan beri oradalar. Rahmetli babam da 1964’te Almanya’ya işçi olarak gitmiş, 30 yıl çalıştıktan sonra orada vefat etmişti. Aradan geçen 60 seneden sonra artık Türklerin Almanya’nın bütün şehirlerinde işyerleri, yerel yönetimlerde, parlamentoda temsilcileri var.
Ben bu satırları yazarken Erdoğan’ın uçağı da muhtemelen Berlin’e inmiş olacak. Eylül ayında, aslında başka gündemler için belirlenen günübirlik ziyarette Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Başbakan Olaf Scholz ile görüşecek. Erdoğan muhtemeldir ki Filistin’de süren insanlık faciası konusunda, yurt içinde ve dışındaki her platformda dillendiregeldiği görüşlerini, Scholz’un gözlerinin içine bakarak bir defa daha tekrar edecek. Bakalım iki liderin görüşmelerinden nasıl bir sonuç çıkacak?