Altın, tarih boyunca insanlık için önemli bir metal olmuştur. Altın, dayanıklılığı, parlak rengi ve nadir bulunma özelliği nedeniyle değerli kabul edilmiş ve çeşitli kültürlerde farklı amaçlar için kullanılmıştır.
İnsanlık tarihinde altın ilk olarak M.Ö. 3000'li yıllarda Mezopotamya ve Mısır medeniyetlerinde kullanılmaya başlandı. Bu dönemde altın, mücevherler, tapınak süslemeleri ve törensel eşyalar için kullanıldı. Mısır'da firavunların mezarlarını süslemek için büyük miktarlarda altın kullanıldı.
Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinde de altın, zenginlik ve güç sembolü olarak kabul edildi. Altın sikkelere, mücevherlere ve tapınak süslemelerine sıkça rastlanmaktadır. Ayrıca, Roma İmparatorluğu'nun zirvesinde altın para standart bir hale geldi.
Orta Çağ'da altın, Avrupa'da kiliselerin süslemelerinde ve kraliyet ailelerinin taçlarında sıkça kullanıldı. Altın, aynı zamanda Orta Doğu'daki İslam medeniyetlerinde de önemli bir rol oynadı.
Yeni Çağ'ın başlarına gelindiğinde, Amerika'nın keşfiyle birlikte altın madenciliği daha da önem kazandı. 19. yüzyılda Altın Ateşi olarak adlandırılan dönemde, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde birçok kişi altın aramak için batıya doğru göç etti.
Altın, 20. yüzyılda ekonomik istikrarın bir göstergesi olarak kabul edildi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında altın rezervleri, uluslararası ticaretin temelini oluşturdu. Ancak, 1971'de ABD'nin altın standardını terk etmesiyle birlikte, altın artık para birimleriyle doğrudan bağlantılı değildi.
Bugün altın, yatırım aracı olarak kullanıldığı gibi mücevherat, endüstriyel uygulamalar ve teknoloji sektöründe de yaygın olarak kullanılmaktadır. Altın, tarihi boyunca insanların ilgisini çeken bir metal olmuş ve kültürler arası bir sembol haline gelmiştir.
