İstanbul'a 2 gün kar yağdı. hepimiz donduk. Doğru dürüst kar, yolları bile kapamadı. Ancak 2 gün okullar tatil oldu.
Herkesin dilinde "aman çok soğuk" var. İşin komiği ise "çok soğuk" diyenlerin sabah akşam Danimarka, İsveç, Norveç, Finlandiya ya da Kanada'da yaşamayı övmesi.
Demokrasi, kazanç, hayat standardı, kalitesi...
Konu bunlara geldiğinde herhangi bir rekabet söz konusu bile değil. Olmasını bekleyen saftır, eyvallah.
Ancak çok insani bir durumdan, havanın soğuğundan bahsediyorum. "Ne olur ki, donacak değilim ya" diyen çok çıkacaktır. Ancak sadece çok soğuk olması değil sorun.
Kış aylarında tamamen eve tıkılı kalmak... Sürekli havanın karanlık olması (gün ışığı çok az görülüyor)... Sokağa çıkmak zorunda kaldığınızda yüzünüzü yakan bir soğuk... Her tarafın sürekli beyaz olduğunu gördüğünüzde yaşadığınız mide bulantısı...
Bu ülkelerde yaşayan insanların en büyük hayali ne biliyor musunuz? Emekli olduklarında Türkiye, Tayland ya da İspanya gibi 12 ayın 8 ayında "kısa kollu kıyafetlerle" sokağa çıkabilecekleri yerlerde yaşamak.
"Soğuk bana vız gelir tırıs gider" diyorsanız, bu ülkelerde yaşamayı düşünmeden önce lütfen bu ülkelerde yaşayan insanlarla biraz sohbet edin. Çok alışık olmalarına rağmen size bu konuda neler yaşadıklarından bahsetsinler.
Şehir efsanesi gibi gelen şeyler var. Mesela Finlandiya'da yaşamaya başlayan insanlar öncelikle sürekli hasta olmamaları için buzlu suya sokuluyor. Ya da Sibirya'da çocuklar aynı sebepten dolayı zaman zaman dışarıda uyutuluyor.
Valla kim ne derse dedin, 4 mevsimin aynı anda yaşandığı cennet gibi memleketimizin kıymetini bilelim. Yurt dışına gitmenin en güzel yanı, sonunda Türkiye'ye dönmektir.