Hayat, acı ve tatlı sürprizlerle doludur. Yarınlarımız bize ne getirecek, bunu bilmeden yaşarız. Bugün varız, yarın yokuz. Peki, o zaman bu kavgalar niye?
Yarınlarımızın bize ne getireceğini, ne yaşatacağını bilmeden devam ederiz hayatımıza. Bugün varız, yarın yokuz. Bunu bilerek, her anın değerini anlamaya çalışmalıyız. Ama bazen, bu kıymetli anlarımızı, gereksiz kavgalarla harcarız.
Bırakalım kalp kırmayı, hasetliği, çirkinliği. Güzel şeylere odaklanalım. Paylaşmayı bilelim, destekleyelim. Birimizin başına bir şey geldiğinde içten içe sevinmek yerine yardım etmeyi seçelim.
Gün olur devran döner bir başkasının başına gelen kötü olaylarda içten içe sevindiğiniz şey gelir sizi buluverir.
Hayat böyle işte…
Yarın size ne getirir bilemezsiniz.
“Yardımlaşmak, paylaşmak, iyi insan neden bu kadar zor?”
Bir röportaj sırasında psikoloğa da aynı soruyu sormuştum. “Kötü olmak daha kolay iyi olmak zordur” diye cevaplamıştı.
Hadi şimdi başla iyilik yapmaya.
Hangi arkadaşının derdi var? Bir sor.
Belki de derman sensindir.
Kim bilir, verdiğin destekle belki de içinde seni üzen ne varsa o derde de derman olacaktır.
İyilik yapmak, sadece başkasına değil, aynı zamanda kendine de iyilik yapmaktır.
İyilik yap ki, iyilik bulasın
Çünkü iyilik bulaşıcıdır…