Her yıl 8 Mart’ta Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz…Peki, bu gerçekten bir kutlama mı olmalı?

Yoksa eşitlik mücadelesinin, yaşanan adaletsizlikleri hatırlamanın ve çözüm üretmenin bir günü mü?

8 Mart, 1857’de New York’ta daha iyi çalışma koşulları isteyen kadın işçilerin başlattığı bir direnişe dayanıyor.

8 Mart hakları için direnirken yaşamını kaybeden kız kardeşlerimizi saygıyla anma günüdür…

8 Mart, dünyanın tüm kadınlarının uluslararası dayanışma günüdür…

8 Mart, kadının insan hakları için farkındalık günüdür…

8 Mart, mücadeleyi büyütme, umudu örgütleme günüdür…

Ancak bugün, pek çok yerde rengârenk çiçeklerin, indirim kampanyalarının ve sosyal medya mesajlarının gölgesinde kalmış durumda. Oysa bu gün, kadınların hala maruz kaldığı eşitsizlikleri, toplumsal cinsiyet temelli şiddeti ve iş hayatındaki adaletsizlikleri konuşmamız gereken bir gün.

 Whatsapp Görsel 2025 03 07 Saat 22.32.09 1C94Ef5D

Türkiye’de Kadın Olmak

Kadına kadın denilemediği için “bayan” denilen, “hanımefendi” denilen ama hiçbir hanımın efendi olamadığı, daha da ötesi kadına “kadın” demeyi cinsellikle örtüştürerek ayıp sayan bir ülke burası.

Oysaki KADIN;

Bebeği sırtında Kurtuluş Savaşına mermi taşıyandır…

En asil alın terinin en muhteşem sahibidir…

İnsan olmanın vesilesidir…

Gelin gürünki, kadın her 8 Mart'ta adına istatistikler tutulan, 9 Mart'ta da unutulandır…

Türkiye’de kadın olmak, hâlâ büyük bir mücadele gerektiriyor. Eğitime erişimden istihdama, siyasetten aile içi rollere kadar birçok alanda kadınlar engellerle karşılaşıyor. Kadın cinayetleri, istismar ve eşitsizlik haberleri gündemden düşmüyor. Kadınların iş hayatında var olabilmesi bile çoğu zaman fedakârlık gerektiriyor. Bunun yanında, tüm zorluklara rağmen başarılarıyla topluma yön veren kadınların varlığı ise büyük bir umut kaynağı.

Bu yüzden 8 Mart, sadece bir tebrik günü değil, değişim için bir fırsat olmalı. Kadınların haklarının gerçekten teslim edildiği, eşit koşullarda yaşadığı bir dünya için bireysel ve toplumsal olarak sorumluluk almalıyız. Unutmayalım ki kadınların güçlenmesi, toplumun güçlenmesi demektir.

Daha adil bir dünya için, bugünü kullanacak mıyız? Yoksa sadece bir günle yetinecek miyiz?