Bugün hem Ramazan ayının, hem de Mart ayının ilk günü…Bu iki özel zaman diliminin kesişimi, aslında oldukça anlamlı ve bir o kadar da ironik…

Bir yanda, manevi duygularımızı derinden hissettiren Ramazan ayı, diğer yanda ise doğanın uyanışını müjdeleyen Mart ayı var.

Ramazan ayı, bereketin, sabrın ve paylaşmanın simgesidir…

Ramazan ayı, sadece oruç tutmaktan ibaret değil, ruhlarımızın arındığı bir dönemdir…

Ramazan ayı, birlik ve beraberlik duygularını pekiştirdiğimiz, toplum olarak birbirimize kenetlendiğimiz bir zaman dilimidir...

Ramazan ayı, ihtiyaç sahipleriyle el ele verip, paylaşmanın en güzel örneklerini sergilediğimiz bir aydır.

“11 Ay’ın Sualtını” olarak anılan Ramazan, bizlere manevi bir arınma ve yenilenme fırsatı sunar.

Diğer yanda, baharın ayak seslerinin duyulmaya başladığı Mart ayı da geldi çattı…

Mart ayı, kışın son demlerini yaşadığımız, doğanın uyanışına tanıklık ettiğimiz bir aydır…

21 Mart'ta gece ve gündüz eşitlenir…

Doğa yavaştan canlanır… 

“Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” atasözünde olduğu gibi, Mart ayı bize hem baharın müjdesini verir hem de doğanın uyanışını gözler önüne serer.

Baharın gelişi, taze umutların ve yeni başlangıçların habercisidir.

İşte tam bu noktada, Ramazan ayının bereketi ve Mart ayının tazeliği bir araya geliyor… İronik bir şekilde, kışın sonunu ve baharın gelişini karşılarken, bir yandan da Ramazan'ın ruhani atmosferine adım attık bugün. Bu özel zaman diliminde, hem manevi hem de doğanın uyanışını karşılamak, bize yaşamın döngüsünü ve her anın kıymetini hatırlatıyor.

Hem Ramazan'ın manevi güzellikleri hem de baharın coşkusu, hepimize umut ve neşe getirsin. İçimizdeki iyiliği, paylaşma arzusunu ve sevgi dolu kalplerimizi daha da güçlendirsin. Baharın taptaze enerjisiyle, içimizde umutlar yeşersin. Ramazan'ın bereketi ve Mart ayının tazeliğiyle, hayatımızda yeni başlangıçlar olsun. Bu Ramazan ve Mart ayının başlangıcında, hep birlikte sağlık, huzur ve bereket içinde olmayı diliyorum.

Hoş geldin Ramazan, hoş geldin bahar!