8 yaşındaki Narin Güran'ın kaybolması, Türkiye’nin kayıp çocuk gerçeğini yeniden gözler önüne serdi.

Türkiye tam 18 gündür Diyarbakır, Bağlar’da Kuran kursundan çıktıktan sonra kaybolan 8 yaşındaki Narin’i arıyor. Aslında Narin’le birlikte kaybolan adaleti de arıyoruz. Kayıp tüm çocukları arıyoruz. Ailelerinin insafına terk edilen çocukları, tarikat ve cemaatlerde geleceği yok olan çocukları, depremde kaybolan çocukları arıyoruz.

Narin 21 Ağustos'tan beridir kayıp. Dört tarafı, girişi çıkışı mobese ile izlenen, birçok yerinde jandarma kontrol noktası olan küçücük köyde hala aranıyor Narin. Diyarbakır Barosu, demokratik kitle örgütleri başta olmak üzere tüm toplum olarak aynı soruyu soruyoruz; Narin nerede? Narin ile ilgili aramaların titizlikle yapıldığı sıklıkla ifade edilse de hala, “Narin nerede?” diye soruyor olmamız utanç verici. Bugüne kadar 8’i şüpheli 58’i tanık, 66 kişinin ifadesi alındı, 1 kişi ise gözaltında. Her ne kadar umutlar azalsa da tek temennim Narin’in sağ bulunması.

Ancak Narin özelinde şunu da hatırlatmak isterim. Cesedi ormanlık bir alanda parçalanmış şekilde bulunan 1,5 yaşındaki Ecrin, yasak aşkını öğrendi diye öz annesi tarafından öldürülen 6 yaşındaki Muhammed, Ramazan Bayramı’nda şeker toplamaya çıkan ve komşularının cinsel istismarı sonrası öldürülen 8 yaşındaki Ahmet Tuna, Dilruba Tekin kardeşler ile arkadaşları Türkan Ay, 6 yıldır bulunamayan Evrim Atış, 4 yıldır bulunamayan Miraç Çiçek ve niceleri. Bu çocuklar nasıl kayboluyor?

Çocuklar kaybolmuyor biz kaybediyoruz

Kayıp çocuklarla ilgili istatistiklere baktım. Sorun büyük, öyle ki 25 Mayıs "Uluslararası Kayıp Çocuklar Günü" ilan edilmiş. Verilere göre Avrupa Birliği ülkelerinde her yıl kaybolan çocuk sayısı 250 bin. Bu sayı dünya genelinde 3 milyona çıkıyor. Her iki dakikada bir çocuk kayboluyor diyebiliriz. Türkiye'de ise yılda ortalama 10 bin, günde ise 32 çocuk kayboluyor. TÜİK verilerine göre, 2008 ile 2016 yılları arası 104 bin 531 çocuk kayboldu. Peki son 8 yıldır durum ne derseniz, söyleyemem çünkü kaç çocuğun kaybolduğuna dair veri paylaşımı 8 yıl önce durduruldu. TÜİK 2016'dan beri veri paylaşmazken, Türkiye, kayıp çocuklar ülkesi olma yolunda ilerliyor.