Bolu Kartalkaya’da yaşanan facia, 36’sı çocuk olmak üzere 78 canı hayattan kopardı.
Olaya neresinden bakarsanız bakın, sonuç hep aynı…
İhmal! İhmal! İhmal!
Yangında; 18 yaşında ve altında en az 36 çocuk hayatını kaybetti…
Felaket en az 30 aileye dokundu…
Çocukların çoğu ya ilkokul ya da ortaokul çağındaydı…
İhmal ve denetim tartışmalarının artarak sürdüğü yangında, neredeyse her aileden en az bir çocuk hayatını kaybetti…
Kartalkaya'da çıkan yangında, bir kez daha insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu gördük…
Bu yangın, otellerin yangın güvenliği konusunda yeterince sıkı denetlenmediğini ve acil durum planlarının ne kadar yetersiz olduğunu gösterdi bizlere. Sadece bir otelin değil, aynı zamanda denetim mekanizmalarının da yetersizliğini gösterdi bizlere.
Yangının ardından Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Ersoy ile Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın karşılıklı suçlamaları ise hepimize pes dedirtti. Bakan Ersoy, yangın güvenliği konusunda yerel yönetimlerin sorumluluğunu vurgularken, Özcan ise merkezi yönetimin denetim eksikliğine dikkat çekti. Bu suçlamalar, aslında yıllardır biriken ihmalleri ve eksiklikleri de ortaya koydu. Otellerin yangın güvenliği konusunda ne kadar hazırlıksız olduklarını gördük.
Bu olay, ihmalin ve yetersiz denetimlerin nelere mal olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Umarım bu yaşadığımız son felaket olur. Umarım ilerleyen süreçlerde bu tür trajedilerin tekrar yaşanmaması için sıkı denetimler ve caydırıcı yasal düzenlemeler hayata geçer. Güvenlik önlemleri, sadece kâğıt üstünde değil, gerçek hayatta da uygulanır.
Toplumsal bir yozlaşma içinde miyiz?
Grand Kartal Otel faciasının hemen ardından yaşananlar ise, yaşadığımız toplumsal yozlaşmayı bir kez daha gösterdi bize. Yangının ardından yaşananlar pes dedirtti.
Çevre otellerde konaklayanların hiçbir şey olmamış gibi kaymaya devam etmesi, diğer otellerin müşterilerine rezervasyon iptal hakkı tanımaması, “paran yanar” zorlaması, üstüne üstlük kurtarma ekiplerinden otellerinde dinlenmek için para istemeleri, kent dışından gelen bazı özel cenaze nakil firmalarının cenaze taşımak için yüklü paralar istemesi, bazı kendini bilmezlerin “zenginler öldü diye üzülecek değilim” nidaları atması, cenazelerin sonradan üstü kapatılmış olsa da tavuk TIR’ına konmasını gördük bu süreçte.
Yas neydi, dayanışma neydi, insanlık neydi? Tüm bu değerlerimizi kayıp mı ettik?