1900''lerin başı…Osmanlı toprakları içinde yer alan Selanik. Öykü kahramanları; Karasu (Carasso) ailesinin fertleri ve Türk yoğurtçu.
Karasular Selanik'in önde gelen Yahudi ailelerden biriydi. Ailenin babası İzak Karasu, tıp öğrenimini tercih etti. Muayenehane açtı. Evlendi. Bir oğlu oldu. Adını Daniel koydu. Sonradan iki de kızı daha dünyaya geldi..
Yunanlıların Selanik'e girmelerinden kısa bir süre sonra İzak Karasu, eşi ve oğluyla birlikte İspanya''ya göç etti. Tarihin garip bir çilesiydi, tam 420 yıl sonra, kovuldukları topraklara geri dönüyorlardı. Hâlbuki; İspanya 1492 yılında Yahudileri topluca sürmüş, ancak vatandaşlıktan çıkarmamıştı. 1912 yılında Karasu ailesi Barselona''ya yerleşti. İlk iş olarak adını Latin alfabesine uyarladı. "İzak" oldu "Isaac", "Karasu" ise "Carasso". Sonra bir muayenehane açtı. Çok az hastası vardı. Ailesini geçindirmek için zeytinyağı ticaretine de girdi. Birinci Dünya Savaşı''ndan sonra Avrupa''da müthiş bir yoksulluk dönemi başlamıştı. İspanya'da Carasso ailesi de bundan nasibini aldı.
En çok da ilaç sıkıntısı çekiliyordu. O günlerde Barselona'da çocuklar arasında salgın halinde bağırsak hastalıkları patlak verdi. Gözleri yaşlı anne-babalar kucaklarında bir deri bir kemik kalmış yavrularıyla çaresiz Isaac Carasso ve diğer doktorların kapılarına dayanıyor, "çocuklarımızı kurtarın" diye yalvarıyorlardı.
Diğer doktorlar gibi Carasso'nun da elinden pek bir şey gelmiyordu. Gözünün önünde birer-ikişer tükenip giden çocukların acısıyla uykusunun kaçtığı gecelerin birinde, kulaklarında bir ses yankılandı: "Yoğurtçu geldi. Kaymaklı yoğurtlarım var!" diyordu bu ses. İrkildi!.. Selanik''te günaşırı evlerine bir tepsi kaymaklı yoğurt bırakan Türk mandıracının sesiydi kulaklarında yankılanan.
Yataktan hemen fırladı. Selanik’te yoğurdun bağırsak hastalıklarının tedavisinde kullanıldığını hatırlamıştı. Günde üç öğün birer kase yoğurt yediriyorlar ve hastalar birkaç günde sağlığına kavuşuyordu. Yoğurdun nasıl yapıldığını da biliyordu. Sabahı zor etti. Yataktan kalkar kalkmaz hemen, evinin bodrumunu yoğurt imalatı için hazırlamaya koyuldu. Kısa bir süre sonra bodrum, artık bir mandıraya dönüşmüştü. Etraftaki çiftliklerden topladığı sütle yoğurt imalatına girişti.
Ancak bir sorun vardı. Yıllardan 1919''du ve o yıllarda Avrupa'da yoğurt bilinmiyordu. 1500'lerin ortalarına doğru Kanuni Sultan Süleyman, bağırsak enfeksiyonuna yakalanan dostu Fransa Kralı I. François''ya bir yoğurtçu göndermişti. Kral I. François iyileşince yoğurtçu, pılısını-pırtısını toplayıp, sırlarıyla birlikte İstanbul'a dönmüştü. Kayıtlarda böyle yazıyordu. Isaac Carasso, ürettiği şeyin Anadolu ve Balkanlar''da yaygın bir tüketim maddesi olduğunu nasıl anlatabilirdi?
Çareyi yoğurdunu ilaç olarak kabul ettirmekte buldu. Sonuçta Carasso''nun yoğurdu eczanelerde ilaç gibi satılmaya başlandı. Özellikle hasta çocuklarda etkisi çok çabuk görüldü. Doktor meslektaşlarından biri, ona bir tavsiyede bulundu: Paris'teki Pasteur Enstitüsü'nden fermante edilmiş laktik getirtirse, yoğurdun ömrünü uzatabilirdi.
Meslektaşının sözlerini dinledi. Böylece pastörize yoğurt meydana çıktı. "İlaç" tutunca, Isaac Carasso özel ambalajlar yapmayı akıl etti. Kapakları porselen cam kaseler… Sıra artık ilaca patent almaya gelmişti. Patent almak için de bir marka gerekliydi. Düşünürken aniden aklına oğlunun adını marka olarak koymak geldi. Daniel !
Yaşadıkları Barselona'nın yaygın dili Katalanca'da küçük Daniel'in karşılığı "Danon" idi. Ancak bu özel ad olduğu ve marka namıyla tescil edilemeyeceği için sonuna bir "e" ekledi. Ve böylece "Danone" markası doğmuş oldu.
Yoğurtçuluk çok kısa sürede Isaac''ın asıl mesleği haline gelince, oğlu Daniel''i iyi eğitim alabilmesi için Fransa''ya gönderdi. Ticaret, pazarlama, satış ve muhasebeyi öğrenebilmesi için Marsilya''da ticaret lisesinde okuttu. Ardından işin üretim aşamasına hâkim olabilmesi için Paris''te Pasteur Enstitüsü'nde bakteriyoloji stajı yaptırdı.
Bu arada Isaac Carasso vefat etti. Daniel öğreniminden sonra Fransa''da kalarak çalışmalarını sürdürdü. 6 Şubat 1929''da Paris''te 18''inci bölgedeki bir dükkanda "Danone Yoğurtları Paris Şirketi" kapılarını açtı. Onu 1932''de Levallois-Perret''de ilk fabrikanın kuruluşu izledi. Danone imparatorluğu işte böyle adım adım doğdu.
Bugün Danone, 5 kıtada satılmakta olan bir ürün. Yıllık cirosu 15 milyar Euro''nun üstünde. 100 bin kişi çalışıyor. Sütlü ürünlerde dünya birincisi. Türkiye dahil 18 ülkede 48 fabrikası bulunuyor. Şişe suyunda dünya ikincisi. Türkiye dahil 13 ülkede 97 fabrikası var. Bisküvi ve tahıllı kahvaltı ürünlerinde ise dünya ikincisi. 21 ülkede 53 fabrikası var.
İmparatorluğa adı verilen Daniel Carasso,104 yaşında hayata veda etti. Uzun yaşamasının sırrı ise her gün birkaç kase yoğurt yemesinde yatıyor.
İşte böyle Türk mandıracının, "Yoğurtçu geldi. Kaymaklı Yoğurtlarım var..." seslenişi, dünyanın en büyük sanayi gruplarından birinin esin kaynağı olmuştur.