Camdan bakıp da yağan karı ya da yağmuru gördüğümde şair olmak istiyorum, içimde hissettiğim duyguları anlatabilmek için. Her bir kar tanesi kadar özgür ve eşsiz olmak müthiş bir şey olmalı.
Soğuk havalarda ve ayazda şair olmak istiyorum, başımı sokabileceğim bir evim tepemde bir çatım olduğuna şükredebilmek için. Koşullarım elverse de sokak çocuklarına ve evsiz insanlara kapımı ardına kadar açabilsem keşke.
Elma ya da erik dalında açmış bir çiçeği gördüğümde şair olmak istiyorum, o güzelliği baharın müjdecisini daha iyi anlatabilmek ve yüreklere dokunabilmek için.
Ekmek fırınının önünden geçerken o enfes kokuyu duyduğumda şair olmak istiyorum, babasının getireceği sıcacık ekmeği sahandaki yumurtaya banmak için kapıya gözlerini dikmiş çocukları anlatabilmek ve mutluluklarına ortak olabilmek için.
Elinde pamuk şeker olan bir çocuk gördüğümde şair olmak istiyorum örneğin. Çocukluğuma dönebilmek bütün pamuk şekerlerden ve bademcik nedeniyle yiyemediğim bütün dondurmalardan intikamımı alabilmek için.
Annemin pişirdiği tarhana çorbasının, kurufasulyenin, turşunun kokusunda şair olmak istiyorum, azla yetinip mutlu olduğumuz günleri yadedebilmek için.
Bir tek babamın mezarına gittiğimde şair olmak istemiyorum, orda babamın başucunda içimde düğümlenip oluşan yumruyu ne yapsam anlatamam çünkü. Sadece babamın küçük kızı olarak doya doya ağlayabilirim ancak, mezar taşını babamın omzu gibi hissederek.