Her ne kadar derinden derine iç çekişlerle "Nerede o eski bayramlar" deyip dursak ta toplumsal dayanışmanın en doruğa ulaştığı bir bayramı geride bırakmak üzereyiz. Öncelikle tüm okurlarımızın bayramlarını kutluyorum.
         
       Bayramlar insanların dayanışma, özlem, büyüklere saygı ve paylaşım duygularının açığa çıktığı günlerdir. Gönül isterki her gün bayram coşkusunda olsun ama maalesef bu noktada o güzelim duygulardan gittikçe uzaklaşmakta olduğumuz için hep yarım kalmaya başladık. Belki de bu yüzdendir insanların nerede o eski bayramlar diye iç çekmesi. Haksız da sayılmazlar hani. Bir çok nedene bağlı olarak yaratılan kuşaklar arası iletişim kopuklukları toplum olarak varlığından gurur duyduğumuz o hasletlerin de gün be gün yozlaşması sonucunu doğuruyor.
       
       Bayramlar, millî, dinî veya özel olarak önemi olan ve kutlanan gün veya günlerdir. Gerçekten şöyle bir geçmişe döndüğümde içim acıyor. Ben de nerde o eski bayramlar diye düşünenlere haklısın diyorum. Bunu demek içimi acıtmaya yetiyor. Bu yozlaşma sadece dini bayramlar için değil ulusal bayramlarımız için de geçerli. Bir şeyler hep eksile eksile geçiyor zaman. Bayramların insanları birbirine kaynaştıran o sosyal boyutu aslında yitirmekte olduğumuz şey.
   
       Bayram en yalın anlamıyla bir arada toplanma günü demek. Bunu toplum yaşamına uyarladığımızda birlik olursak, olabilirsek karşılaşabileceğimiz sorunları da daha kolay çözebiliriz. Buna engel olmak amacıyla bu güzel değerlerimizi yozlaştırarak aslında toplumsal dinamiklerimizle oynuyor birileri.
    
       Şimdi belki de bu zor günlerde birbirimize, bizi biz yapan değerlerimize sıkı sıkı sarılmak ve bu tarz çözülmelere karşı direnç noktaları oluşturmak zorundayız diye düşünüyorum. Önümüze çıkarılmak istenen engelleri aştıkça göreceğiz ki hergünümüz bayram coşkusuna dönüşecek.
   
       Bu inançla nice nice bayramlar dileğiyle tüm okurlarımızın bayramlarını tekrar gönülden kutluyorum.