İçinde yaşadığımız coğrafya başta olmak üzere yaşlı dünyanın farklı bölgelerinde husumet kazanları kaynatılmaya devam ediliyor. Bir takım güçler bu çıkar kazanlarını harlayıp duruyorlar. İnsanların, toplumların umutlarını ve kendilerine güvenlerini sarsarak bu sayede kendilerine geniş hareket alanları yaratıyorlar.
Bir atasözü der ki "Allah sevdiği kuluna önce eşeğini kaybettirir sonra da buldurup sevindirirmiş". Olup bitenlere bakınca şaşırıp kalıyor insan, sanki dünyadaki bunca sorunun (açlık, yokluk, yoksulluk, eşitsizlik vb) kaynağı kendileri değilmiş gibi çokça süslü nutuklar atabiliyorlar.
Bütün olup bitenler büyük bir senaryonun parçasıymışız gibi geliyor bana...
Her an ve her koşulda "Yurtta sulh cihanda sulh" sözü böyle zamanlarda daha da anlam kazanmıyor mu sizce de? Pişman olmadan evladır, dipsiz kuyuya atlamayı göze almamak. Aklı, mantığı, ilimi ve sağduyuyu asla kaybetmemeliyiz.
Aklımıza gelenler başımıza gelmesin; güzel ülkemiz, güzel insanlarımız her sabah güzel bir güne uyanabilsin umut ve dileğiyle iyi haftalar sevgili GAZETE YAZIYOR okurlarına.
Sevgi saygı ve sağlıcakla...