Değerli okurlarım, bugün elime sizlerden biri aracılığıyla İstanbul’da bir belediyenin yemek faturalarına dair bir hesap mutabakatı yazısı ulaştı. Gördüğüm tablo beni hayrete düşürdü. Bir ay boyunca verilen yemek hizmetlerinin dökümü öyle detaylı ve kabarıktı ki "Bu kadar yemeği kim yiyor?" diye düşünmeden edemedim. Faturadaki kalemlere baktıkça bir belediyenin yemek gereksinimi karşılanmaktan ziyade sanki devasa bir festivalin düzenlendiği izlenimine kapıldım.

Halk, her geçen gün artan yoksulluk ve açlıkla başa çıkmaya çalışıyor; pazar yerlerinde ve çarşılarda gıdanın en ucuzunu nereden bulurum diyerek dolaşıyor.  Tezgâhlarda en temel gıda maddeleri bile cep yakarken insanlar, taze sebze ve meyve almak yerine çürüğe çıkmış ürünleri toplamak zorunda kalıyor. Dört kişilik bir ailenin geçimini sağlamak neredeyse imkânsız hale gelmiş; insanlar aç kalmamak için, hayatta kalmak için mücadele veriyor. En acı tablo ise emeklilerimizin durumu. Karşılaştıklarında torunlarına harçlık veremedikleri için onlardan kaçan emekliler; bir zamanlar bayramlarda onlara harçlık verebilmenin sevincini yaşarken şimdi mahcup olmanın ağırlığını taşıyor. 

Düşünün ki, yıllarca çalışmış, ülkeye katkı sağlamış bu insanlar, ömürlerinin son döneminde torunlarından kaçıyor. Torunlarının "Büyükanne, büyükbaba, bana harçlık verir misin?" sorusunu duymaktan korkar hale geldiler. Parkta karşılaşsalar bile bir köşeye saklanmayı tercih ediyorlar. Bu tablo, toplumun nasıl sefalet içine sürüklendiğini gösterirken aynı zamanda vicdan sahibi insanlara derin bir acı veriyor. Kimse, yıllarca emek verdiği ülkesinde, yaşlılıkta bu duruma düşeceğini hayal etmemişti.

Ancak asıl acı olan, halk bu haldeyken yerel yönetimlerin lüks içinde yaşamaya, israfa devam etmesi. Beylikdüzü Belediyesi’nin TEMAŞ GIDA SAN. VE TİC. AŞ’ye aylık ödediği 1 milyon 592 bin 384,14 TL'lik yemek faturası gerçekten dudak uçuklatıyor. Bu kadar yemeği kim yiyor? Hangi masada, hangi ziyafette bu kadar büyük bir bütçe harcanıyor? Halk açken, binlerce insan evine ekmek götüremezken, belediyenin bu astronomik harcamayı yapması nasıl açıklanabilir?

Belediye yöneticileri bu faturaları onaylarken hiç mi vicdanları sızlamıyor? Pazar yerlerinde kuru ekmek bulamayan, marketlerden eli boş dönen insanların varlığı umurlarında mı? Toplum, açlıkla mücadele ederken lüks sofralarda kimin parası harcanıyor? Vicdan ve adalet kavramları bu kadar mı unutuldu? Paylaşmak, adil bir yaşam sunmak yerine böylesi büyük harcamalarla halkın güvenini zedelemek nasıl bir yönetim anlayışıdır?

Bu kadar yemeğin kimlere sunulduğunu ve hangi toplantı ya da etkinliklerde böylesine büyük harcamaların yapıldığını Beylikdüzü halkı öğrenmek istiyor, bu israfın hesabını sormak için sabırsızlıkla bekliyor. Asgari ücretle geçinmeye çalışan, kira ve fatura yükü altında ezilen vatandaşlar; belediyelerin bu tür harcamalarını gördükçe daha da umutsuzluğa kapılıyor. Emekliler, işçiler ve dar gelirli vatandaşlar hayatta kalma mücadelesi verirken bir yanda lüks sofralara devasa bütçeler ayrılıyor. Böyle bir durumda, halkın taleplerini görmezden gelen bir belediyecilik anlayışının samimiyeti sorgulanmaz mı, Çalık Bey? Belediyenizde yapılan bu harcamaların, halkın alın teriyle kazandığı paralardan kesilen vergilerle karşılandığını unutarak mı bu kadar rahat hareket ediyorsunuz? Halkın parasının lüks yemeklere harcanması vicdanınızı hiç rahatsız etmiyor mu?

Unutmayın sizin makamınız varsa Beylikdüzü halkının da Şok Gazetesi var. Belediyenizdeki bu savurganlığı yakından izlediğimizi ve gelişmeleri şeffaf bir şekilde kamuoyuna aktaracağımızı bilmenizi isteriz.