Değerli okuyucularım, sizden aldığımız geri dönüşler doğrultusunda Şikayetvar.com’a ve sosyal medyadaki isteklerinize tekrar göz attım. Halkımızı bu sefer kimler kandırmış, kimler fırsatçılıkla zenginleşmiş, bir keşfe çıkayım dedim.

Beklentilerim tabii ki yüksek, çünkü malumunuz, ülkemizde mağdur etmek bir nevi milli spor haline gelmiş. Üstelik, geçen hafta sizlere başıma gelen Renault vakasını anlatmıştım, işte o hikâye henüz soğumamışken, şimdi de sahneye Peugeot çıktı! Renault yapar da Peugeot yapmaz mı, diyeceksiniz, haklısınız tabii!

Bir Peugeot mağduru var ki güler misin ağlar mısın cinsinden. Şikayetini okurken vatandaşın parasıyla nasıl uykusuz kaldığını gördüm. Vatandaşımız bayiden sıfır araç satın almış ve resmen parasıyla rezil olmuş. Birazdan kendi üslubuyla yazdığı o destanı sizlerle paylaşacağım. Sürprizlerle dolu bir şikâyet mektubu karşınızda:

Ancak burada asıl mesele tek bir şikâyetin çok ötesinde. Benim de bizzat yaşadığım şekilde ve bu platformlarda gördüğüm vatandaşların yaşadıklarından çıkardığım sonuç şu; Türkiye’de ilgili kurumlar tüketiciyi görmezden gelme ve olayın üstünü kapama konusunda ustalaşmış durumdalar. Bir konuda eğer sosyal medyada gündem edilmemişse, o sorun büyük ihtimalle çözülmüyor. Aman tüketici mağdur mu olmuş, kimin umurunda, değil mi? O para kasaya girdikten sonra, müşteriyi dış kapının mandalı yapıp bir kenara atıyorlar. Bu ülkenin vatandaşı o kadar gözden çıkarılmış ki şikâyet edenlerin neredeyse hepsi aynı şeyi söylüyor: “Marka büyük, servis zayıf. Mağduriyetime çare bulmadılar!” Buradan anlaşılacağı üzere, global markaların güvenilirliğine aldanmamak gerekiyor. Çünkü bu markaların Türkiye şubeleri hemen buraya uyum sağlamayı ve üçkağıtçılık yapmayı başarıyorlar.

Düşünün, koskoca, dünyaca ünlü markalar... Reklamlar şatafatlı, fiyatlar astronomik. Ama iş bir sorun çıktığında çözüm bulmaya gelince, karşınızda bir duvar, saatler süren müşteri hizmetleriyle konuşmalar, hepsi sonuçsuz kalıyor. “Talebinizle ilgileneceğiz.” diye bitiyor, sonra siz aramadıkça çıt çıkmıyor. Günümüzde paranızla rezil olmak işten bile değil. 

O yüzden naçizane tavsiyem, bir ürün alırken mutlaka sosyal medyadan ve bu tür şikâyet platformlarından bir araştırma yapın. Hangi ürünü alırsanız alın, önce halkın sesine kulak verin. Aldığınız satıcının yorumlarına bakmadan bir şey almayın. Artık, para karşı tarafın kasasına girdiği anda sizi önemseyen birinin kalmadığını aklınıza kazıyın. Tüketici hakları diye bir kavram varmış, evet, ama o hakların gerçekten işlediğine inanan var mı? Dava açıp peşinden koşsanız bile, dava masrafları bir yana, kaç yıl süreceği bile bir muamma artık.

Sonuç mu? Sosyal medyaya bakın, şikâyet platformlarını bir kolaçan edin. “Kim kimi kazıklamış?” sorusuna yanıt bulmak sandığınızdan daha kolay, çünkü mağdur etmek bu ülkede ata sporu olmuş.

Unutmayın, Şok gazetesi siz fırsatçıları takipte! Çünkü Şok Gazetesi halkı tutar!

İşte o uykuları kaçan Peugeot mağdurunun hikayesi:

04.09.2024 tarihinde İstanbul Erdemir bayiden Peugeot 308 Allure 1.2 puretech sıfır araç aldım. Aracın altında kartel koruma sacının olmadığını gördüm. Neden olmadığını sorduğumda çok önemli olmadığını dile getirdiler. Bazı araçlara takılmıyormuş. Motor önemsiz bir şeymiş gibi bazı paketlerde, fiyattan kaçmanın başka bir yolu. Tabii aracı almış olduğum için herhangi bir şey yaptıramadım. Aracı teslim aldıktan üç gün sonra kırmızı renkte motor arıza ışığı yaktı. (Motor arızası aracı durdurunuz) şeklinde. Ardından durum ile ilgili İstanbul Erdemir servisi arayıp aracımın sorununu dile getirdim bana 30 Eylül 2024 tarihine gün vererek sorun giderilene kadar aracı kullanmamda bir sorun olmayacağımı yazılımsal bir durum olduğunu yazılımla beraber sorunun ortadan kalacağını söylendi. Sıfır bir araç, için 23 gün bekledim servise aracı götürdüğümde, bakıldığını sistemde herhangi bir arıza tespit edilmediğini ve arıza kaydının bulunmadığını araç ile ilgili yazılım güncellemesinin yapıldığını aracı teslim alabileceğim söylendi. Aracı teslim aldım ve 15 km kadar yol gidip park ettim tekrar aracı çalıştırdım ve araç aynı hatayı yine verdi, ardından anahtar işareti gösterge panelinde ikaz verdi. Aracımın kapıları kilitlenmedi, farlar açık kaldı, uzun süre aracın başından ayrılmadım. Bunun Üzerine servisi arayıp gün almak istedim, en erken tarihe gün veremiyoruz denildi ana bayii aradıktan sonra geri dönüş yapışıp 22 Ekim'e verilen günü 5 gün erkene çekip (20gün) daha beklememi ve 17.10.2024 tarihine gün verilebileceği bilgisi verildi. Şu an aracım hala aynı sorunları vermektedir. Aracı satana kadar her tülü ilgili gösteren Erdemir bayii milyonlarca lira harcadığım araca gerekli desteği sağlamayarak mağdur etmektedir. Ayıplı mal satıp aracın yeni araç ile değişim sağlaması gerekirken yeni mağduriyetler yaşatmaktadır. Bu aracı aldığıma bin kez pişman oldum. Kusurlu araç satmak hangi vicdana sığar. Peugeot gibi Fransız markasının ArGe çalışmaları niye yapılıyor? İnsanlar mağdur olsun diye mi? Tam bir pişmanlık yazıklar olsun. Aracım mahalle arasına park ediyorum. Site ya da kapalı otopark alanım bile mevcut değilken kapıların kitlenmemesi sabah kadar gece boyu saat başı kurduğum alarmlar ile arabayı kontrol ettim. Mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Aracımın yeni bir araçla değişimini istiyorum. Ayrıca servise gittiğimde bu tarz sorunlarla birden çok araç olduğunu gördüm. Ek olarak servis o kadar dolu ki araçlarda yaşanan bu sorunlarla ya da insanları mağdur olup duruyor.