“Dur yolcu bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.” Çanakkale’ye girerken sizi Necmettin Halil Onan’ın “Dur Yolcu” şiirinden tepelere yazılan bu iki dize karşılar.

1889 yılında, Balıkesir Havran’ın sonradan Çamlık adını alacak olan Manastır isimli köyünde, bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Takvimler 1915’i gösterirken pek çok genç gibi o da Osmanlı ordusunun bir askeri olarak cephedeydi. Görev yeri, doğup büyüdüğü memleketinin yanı başı sayılabilecek Çanakkale’deydi. Mecidiye Tabyası’nda bir topçu eriydi artık. Eğer o er, çok zor koşullar altında 276 kiloluk dev bir mermiyi tek başına kaldırıp topa sürmeseydi... Ateşlenen o top mermisi, düşmanın en önemli savaş gemilerinden birine isabet edip onu batırmasaydı... Biz 26 yaşındaki o askerin adını muhtemelen hiç bilmeyecektik. Bugün Edremit Körfezi’ne doğru inerken sizi “Seyit Onbaşı” anıtı karşılamayacak, yaşadığı Çamlık köyü günümüzde onun adıyla anılmayacaktı. Yani verilen o cansiperane mücadeleyle Çanakkale Savaşları kazanılmasaydı, “Seyit Onbaşı” diye bir simge isim olmayacaktı.

Bugün tarihin gördüğü en muhteşem kahramanlık destanlarından biri olan 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü'nün 110. yıl dönümünü kutluyoruz.

18 Mart, milletimizin bağımsızlık ve özgürlük uğruna gösterdiği kahramanlık ve fedakarlığın en büyük destanıdır…

18 Mart Düşman donanmalarının 1915 yılı başlarında İstanbul’a girmelerini ve imparatorluğun o yıl içinde çökmesini önleyen, çok büyük ve tarihi zaferin ilk raundudur…
Yokluklara ve zorluklara aldırış edilmeden yaratılmış büyük bir mucizedir…
Dünyanın en güçlü deniz kuvveti olduğu söylenen ve “yenilmez armada” olarak bilinen İngiliz-Fransız ortak donanmasının püskürtüldüğü, perişan edildiği ve ardına bakmadan geldiği gibi gittiği, hayallerin bile önüne geçen eşi ve benzeri olmayan ve ‘Çanakkale Geçilmez’ dedirten büyük bir zaferdir…
“Ana ben gidiyorum düşmana karşı...” diyerek okulu bırakan, yuvasından ayrılan liselilerin çoğunun dönmediği, diploma yerine şehitlik unvanını kazandıkları cesaretin ve özverinin simgesidir…
Mustafa Kemal’in; tarihe geçen ilk kahramanlığının beşiği, Anafartalar yangınının kıvılcımıdır…
 

Çanakkale, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda milletimizin bir araya gelip, toplumun her kesiminin omuz omuza vererek, vatan savunması için nasıl bir araya geldiğinin kanıtıdır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi, "Çanakkale geçilmez!" Bu söz, sadece bir askeri strateji değil, aynı zamanda bir milletin vatanına, bayrağına ve bağımsızlığına olan bağlılığının bir ifadesidir. Bu anlamlı günde, Çanakkale Zaferi'ni kazanan kahramanlarımızı ve o günleri yaşatan tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.