Sezon başında Jose Mourinho gibi önemli bir futbol adamını takımın başına getiren Fenerbahçe araya girildiğinde lider Galatasaray’ın sekiz puan gerisine düştü.

Bu geri düşüşte hakem kararlarının çok büyük etkisi olduğu bir gerçek. O gerçek kadar Fenerbahçe’nin 40 maç oynamasına rağmen henüz stoper ikilisini oturtamadığı, rakiplerine ön alanda gerekli baskıyı kuramadığı, orta sahada Fred Rodrigues ve Amrabat ikilisinin İsteneni bir türlü veremediği, İsmail Yükse’in Fred gibi geçen sezonu mumla arattığını Sebastian Szymanski’nin Sahada adeta döküldüğünü gözlemledik.

Rakip Galatasaray’a karşı hakemler öyle kararlara imza attı ki şaşırırsınız. 

Bu hafta Beşiktaş’ın bir Fenerbahçe’nin iki penaltısı verilmedi buna karşılık Galatasaray’a Kayserispor maçının henüz birinci dakikasında penaltı düdügü çalınıp maça 0-1 önde başlaması sağlandı. 

İşin ilginci Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın pozisyonları için tüm hakem yorumcuları penaltı kararında birleşti, Galatasaray’ın kazandığı penaltı için ise tüm hakem yorumcuları istisnasız penaltı değil dedi.

İşte bu hafta yaşanan bu durum oynanan 16 haftanın bir özeti gibi. Galatasaray iyi top oynamıyor mu elbette oynuyor en azından çabalıyor azimle skoru almaya çalışıyor ama alamadığı zamanlarda hakemler devreye giriyor.

Verilmeyen sarı kartlar kırmızı kartlar rakiplerin kazanması gereken penaltılar es geçilince durum bu oluyor.

Fenerbahçe taraftarı Yönetimine özellikle Ali Koç ve Acun Ilıcalı‘ya çok kızgın. Bunun sebebi seçim sürecinde verilen vaatlerin yerine getirilmemesi. 

Öyle bir kadro kuracağım ki şampiyonluk sözü vermeme gerek kalmayacak dedi Ali Koç işte bunu duyan taraftar isyan etmekte haklı. 

Çünkü stoper istikrarı sağlayamayan, stoperde Samet Akaydın gibi Fenerbahçe seviyesinde oynayamayacak birinin oynaması, sol bekte sakatlanan Jayden Oosterwolde sezonu kapatınca yerine konabilecek Levent’in hoca tarafından tercih edilmemesi konuları çok tepki çeken hususlar.

Ne olur da düzelir kısmına gelince.

Fenerbahçe Anderson Talisca transferini bitirdi. Muhtemelen bugün yarın açıklanacak. 

Bunun yanında Boscagli, Laporte ve Hermoso isimleri de gündemde. Laporte yıllık 20M€ maaş sebebi ile çok zor görünüyor ama Boscagli ya da Hermoso ihtimali mantıklı görünüyor.

Talisca bir lüks transferi. Taraftarı susturma da etkili bir silah ama takım atletizmine getireceği yük hesap edilmez ve ekstradan duran oyuncular alınmaya devam ederse oyun nasıl değişsin?

Maximin’in hücum presinde ve takım savunmasında sunmadığı katkıyı Talisca sunacak mı? 

Fenerbahçe’ye gereken 1 stoper, 1 sol bek ve 8 numaraya dinamik bir oyuncu ve kanatlarda oynayabilecek skor katkısına yatkın bir oyuncu. Hepsinin takıma direkt girecek oyuncular olması çok önemli tabi. Bu ihtiyaçlar sezon başı planlamasını  ne denli yanlış olduğunu gösteriyor.

Sebastian Szyamanski’ye italya ve İspanya’dan gelen teklifler var. Talisca sonrası bu teklifler kabul edilecek gibi görünüyor. 

İsmail Yüksek için de Fransız takımları istekli ve muhtemelen devre arasında resmi teklif gelecek.

Al Nassr’ın istediği En Nesyri şayet satılırsa bir de forvet girişimi olmak zorunda. O forvette mutlaka skor katkısı, oyun katkısı yapabilen biri olmalı. 

Adam geçen, şut atan, yetenekli ve skor yapabilen bir hücumcu için gereken her şey yapılmalı. En Nesyri satılmazsa Talisca ile iyi uyum sağlar. Ve bence bu sezonun en iyi transferlerinden biri Nesyri. Diğeri ise Amrabat.

Son ve en önemli olarak yönetimin takıma ve camiaya sahip çıkması durumu var. Fenerbahçe yönetimi eğer hakem kıyımları sonrası ama kötü oynadık diyerek susacaksa bu transferlere hiç gerek yok. Sene sonu kongre açıklayıp mücadeleye devam etsin.

Bir şeyleri değiştireceğim kararındaysa. Kongre sürecinde ben bu hakem hatalarını yapıyı bitireceğim fikrindeyse kötü oyununu da görüp hakkını her maç sonu savunmak zorunda.

Bakın rakibiniz hem suçlu hem güçlü. Tıkandığında hakem desteği ile motive edilip yoluna devam ediyor. 16 maç oynandı 2 tanesinde hakem desteği alınması aradaki puan farkının boyutunu ve şampiyonluk inancını değiştirmiyor mu?

İki maç söyleyeyim size gerisini siz yorumlayın. Birincisi Trabzonspor maçı. Maçı resmen Trabzon’dan alıp Galatasaray'a verdi hakem Kadir Sağlam!

Diğeri ise Beşiktaş maçı. Arda Kardeşler isimli hakem o gün bu gün maç alamadı!

Düşün 6 puanı bakın tabela ne oluyor.

Bu öyle ufak tefek hataların olduğu örneklemeler değil. Hatırlayın!

Ama hem Beşiktaş hem de Trabzon maçı sonrası açıklama yapan tarafın Galatasaray olduğunu da unutmasın Fenerbahçe yönetimi.

Sessiz kalıp Fenerbahçe’nin haklarını yedirdikleri 2 maç örnekleyeyim.

Sondan gidersek ilki Eyüpspor maçı. 

Eyüp’ün aleyhine de hataların olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 

Fakat Melih’in 5 kartlık hareketine kart bile çıkmayışı, Tadic pozisyonunda verilmeyen net penaltı, Osayi’ye yapılan ve VAR’ın her iki penaltıda da uyuduğu görüntüleri izlemediği gerçeğini anımsayın. 

Caner Erkin ve Szymanski’ye gaddarca basan Claro’nun da atılması gerektiğini düşünsenize. İlk yarı 9 kişi kalacak Eyüp ile 1-1 berabere kaldı Fenerbahçe.

Diğer maç ise Göztepe maçı. 15. dakikada verilmeyen penaltı ve kırmızı kart sizce de maçın seyrini kaderini değiştirmedi mi?

Puan durumunu bir de böyle yorumlayın. 

Bakın ne oluyor tablo. 

İşte bu husus yönetim hatalarının üzerine eklenince tablo 10 yıldır şampiyon olamamak oluyor.

Tabi bu yanlışların sahibi de yönetim. 

Hakemleri federasyonu düzelteceğiz vaadi yine boşa çıkıyor. Eyüp maçından 3 gün sonra yapılan açıklama “atı alan Üsküdar’ı geçti” sözünün tam karşılığı değil mi?

Jose Mourinho’nun geçen senenin takımını geri götürmesi bu tabloda çok önemli bir paya sahip. Mourinho saha dışını iyi kontrol ediyor ama saha içinde istediklerini yaptıramıyor.

Sezonun kalın kısmında yeni oyuncular ve yeni bir oyun planı ile sahada olmak zorunda Fenerbahçe. Daha hırslı topçular, daha aktif yönetim, sahaya daha fazla odaklanan bir Mourinho ile şampiyonluk son haftaya kadar kovalanabilir.

Yönetim tarafında Mourinho’yu istemeyenlerde var. Ben Mourinho ile iyi bir toplantıyla yola devam edilmesinden daha hayırlı sonuçlar çıkacağını düşünüyorum. Eğer Jose ben aynı oyuna devam ederim derse hiç vakit kaybetmeden yolları ayırmak şart.

Sonuç her ne olursa olsun sene sonu Fenerbahçe’nin kongreye gideceğini açıklayıp yoluna devam etmeli Fenerbahçe yönetimi.