Avrupa Ligi’nde beklenmedik Alkmaar ve Twente puan kayıpları sonrası çok önemli bir maçtı Slavia Prag maçı. Kısıtlı kadro, cezalılar, ceza sınırında olanlarla tedirgin başlayan öykü mutlu sonla bitti.
Tabi başrollerde yine Kumandan Tadic vardı.
Jose Mourinho’nun bu geceki en beklenmedik tercihi En Nesyri yerine Dzeko’nun ilk 11’de başlaması oldu. Geri kalanında ise kadrodaki eksikliklerin ardından en olabilir tercihlerdi.
Maça kötü başladı Fenerbahçe. Samet ve Livakovic’in hatasında erken geriye düştü ve sahaya sağlam basamıyordu takım.
Dzeko’nun diri rakip savunma arasında yalnız kalışı, Maximin’in ilk yarım saat bir türlü oyuna giremeyişi, Samet’in üst üste hataları bir hayli bocalattı Fenerbahçe’yi.
Mourinho’nun ana planı ise basın toplantısında anlattığı gibi rakip yorulunca tutacaktı. Çok hızlı, güçlü ve yetenekli bir takım Salvia Prag.
Bu sezon 13 maçtır kaybetmiyor Çekya lideri. Ataklarını savunma savuşturmaya çabaladı ve sonra Dzeko’nun kalite kolan golü geldi. Dzeko bu sezon 12 gol 3 asiste ulaştı bu yaşta bir oyuncu için müthiş bir sayı. Kaldı ki artık daha az süre alıyor.
İkinci yarı daha derli toplu bir Fenerbahçe vardı sahada. Geçiş hücumlarını iyi yapan ama son pas tercihleri ve vuruşlarda henüz sonuç çıkaramayan bir oyun izledik. Özellikle Maximin’in sürati ve top sürüşleri sonrası o son pası yapamaması kahrediyor izleyenleri.
Dzeko ve Maxi’nin yerine İrfan Can ile Nesyri hamleleri Mourinho’nun maçı kazanmak için yaptığı hamleydi.
Rakibin yorulması, Fenerbahçe’nin baskısı ve Dusan Tadic’in liderliği maçı getirdi.
Tadic gelen topu kaleye vurmayı değil daha garanti olan En Nesyri’ye indirmesi nasıl büyük bir soğukkanlılık, nasıl güzel bir şiddetle verilmiş pas. Helal olsun Tadic’e. Formanın ve aldığı paranın hakkını sonuna kadar veriyor.
En Nesyri son 9 resmi maçta 8. golünü attı ve 1 de asist yaptı. Sahada olduğu anlarda rakibi yıpratan, arayan ve atan yıldız oyuncu kendisine güvenenleri yanıltmıyor.
Son dakikalarda Tadic’in aldığı fauller, zamanı iyi kullanıp oyunu soğutması tecrübenin sahaya yansımasıydı. Bu 3 puan altın değerinde.
Amrabat ve Mert Hakan’ın yokluğunda çok iyi oynayan Fred - İsmail ikilisi takımı ayakta tutan oyunculardandı.
Lig favorilerinden Bilbao ve Lyon'u Kadıköy’de ağırlayacak Fenerbahçe. Mağlup olsaydı üst tur umutları neredeyse bitecek noktaya gelirdi.
Zaten hocası Mourinho olan takımın Avrupa’da alışılmış durumundan geri düşmemesi gerekir. Son yıllarda Jesus, İsmail Kartal ve hatta Perreira ile Avrupa’da iyi işler yaptı sarı kanarya.
Tabi bu seviyede kalmak için 13 Ocak’ta başlayacak transfer sezonunun ilk günü Talisca’yı değil sol beki idmana çıkartmak zorunda Fenerbahçe yönetimi. Sol beksiz oynuyor takım.
Dün özelinde bir kez daha gördük ki Samet çok iyi niyetli, çok düzgün ve çalışkan bir oyuncu. Ama Fenerbahçe’nin mutlak süratle bir stoper alması gerektiğinin de ispatı. Her an hata yapabilecek oyuncuların Fenerbahçe’de süre bulması aklıma Necip - Beşiktaş ilişkisini getiriyor.
Hani diyorlar ya Beşiktaş’ta 11’de Necip oynuyorsa bilin ki kadro kötüdür. Necip değil dikkat edin, kadro kötüdür. Aynı durum Samet için de geçerli.
Maçın hakemi Alman liginde çokça vukaatli ve kötü bir hakemdi. Fred’i cezaya soktuğu pozisyonda kartlık bir durum yoktu.
Maçın Üçlüsü
Livakovic - Tadic - İsmail Yüksek