Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un eski vapurlarından Paşabahçe Vapuru yenilenerek yeniden Şehir Hatları filosuna katıldı.

 Bir zamanların en süratli ve en büyük vapuru, 1952 İtalya yapımı Paşabahçe 2010 yılında seferden çekilmiş ve sökülmesi için 2019 yılında ihale açılmıştı.

Buna karşılık 2017’den beri vatandaşlar, özellikle Adil Bali’nin öncülüğünde, vapurun korunması için kampanyalar yürütmekteydi ve İBB (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) yeni yönetimi ihalenin iptal edilmesini ve vapurun kendilerine tahsisini sağladı. Paşabahçe vapuru İBB iştiraki olan Şehir Hatları A.Ş. tarafından Haliç Tersanesi’nde restorasyonu/yenilemesi yapılarak yeniden suya indirildi ve bir toplu taşıma vasıtası olarak İstanbulluların kullanımına sunulacak, çok yakında yeniden sefere çıkacak.

Paşabahçe Vapuru’nun çürüyüp yitirilmekten kurtarılması ve yeniden Şehir Hatları filosuna katılmasının hikayesini Gemi İnşaatı ve Deniz Teknolojisi Mühendisi ve Şehir Hatları A.Ş. Genel Müdürü Sinem Dedetaş anlattı.

“Vapurlar İstanbul kültür mirasının ve şehir kültürünün, kimliğinin çok önemli bir parçası ve Paşabahçe vapuru da bu kimliği taşıyan önemli bir kültür varlığı olarak 58 yıl hizmet yapmış; İstanbulluların çok sevdiği bir kültürel miras varlığı.

Paşabahçe’nin deniz taşıma aracı olarak yeniden kullanılabilir hale getirilmesi süreci oldukça meşakkatli. Tüm yenileme ve restorasyon işlerinin Haliç Tersanesi’nde yapılmış olması da İstanbul’un tarihi tersane altyapısının, en azından Haliç Tersanesi kısmının hala kamusal yarar üreterek kullanılabildiğinin ortaya çıkması bakımından önemli.”

Vapur özgün niteliklerini koruyarak yeniden kullanılır hale getirildi. Koruma ve yenileme süreci titizlikle yürütüldü ve baştan sona eşgüdümlü ve kültürel mirasa sahip çıkmayı hedefleyen bir yönetim süreci izlendi.

Paşabahçe Vapuru ardından başka vapurların da restorasyonu söz konusu olacak ve Haliç Tersanesi bir tersane olarak dolayısıyla aktif rolünü devam ettirecek mi? Cevaplarını hepimizin merak ettiğimiz bu sorulara gönlümüzden çeken yanıtları alabilmek için, hepimizin yaşadığımız şehre sahip çıkması gerektiğini artık herkes biliyor.

2005 yılında, o zamanki İBB yönetiminin tarihi vapurları ortadan kaldırma hareketi üzerine İstanbulluların Vapurlarımızı Vermiyoruz kampanyası ile deniz ulaşımına ve kamusal bir hizmet olarak Şehir Hatları tarafından çalıştırılan vapur taşımacılığına sahip çıktığını da, tam yeri gelmişken hatırlatmakta yarar var.

Şehir Hatları olarak deniz ulaşımında vapurlar ve vapur hatlarına dair İBB’nin planları nedir? Vapur hatları artırılacak mı? Eski iskeleler yeniden kullanıma açılacak mı? Bunlara yeni duraklar eklenecek mi? Tersaneye, vapurlara ve iskelelere itibarları iade edilecek mi?

Bu soruları durmadan kendimize ve yerel yöneticilere sorarken, bir deniz şehrinde yaşadığımızı da hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamız gerekiyor…