İnsanlık tarihinin en başından beri insanlar arpa, buğday, yulaf gibi tahılları öğüterek ve tüketime uygun bir hale getirebilmek için değirmenleri kullanır. Rüzgar, su ya da el gücü ile çalışabilen farklı çeşitlerde değirmenler vardır. Taş değirmen nedir sizler için derledik.
Değirmenlerin temel çalışma mantığı ise, yuvarlak bir yapıya sahip iki taş arasında bulunan tahılların ezilerek, kırılarak eğitilmesine dayanır.
Taş Değirmen Nedir?
Taş değirmen, arpa, buğday ve yulaf gibi tahılların öğütülmesi için kullanılan değirmenlerdir. Taş değirmenler, yuvarlak bir yapıya sahip iki taş arasına konulan tahılların ezilerek, kırılarak öğütülmesi şeklinde çalışır. Değirmen taşı olarak da bilinen bu taşların biri sabit yapıya sahiptir.
Sabit taşın üstünde ise yatay bir konumda yer alan diğer değirmen taşı dönerek hareket eder. Bu sayede araya konulan tahıllar ezilme ve kırılma yöntemi ile ufalanarak ve öğütülür. Taş değirmenlerde sabit taşın merkezinden dışarı doğru çıkan bazı oluklar vardır. Öğütülen tahıllardan üretilen unlar bu oluklar aracılığı ile dışarı atılır. Eski çağlarda çeşitli ilkel yöntemlerle hazırlanan taş değirmenler, günümüzde ise modern teknolojiler sayesinde daha kaliteli bir hale gelmiştir.
Taş Değirmenin Avantajları
Sağlıklı bir un için gerekli olan rüşeym ve kepek bölümlerini ayırmadan un elde edilebilir.
Ayrıştırılmadan ve yüksek ısıya maruz kalmadan öğütülen tahılın hücre yenilenmesinde rol oynayan sağlıklı vitamin ve mineralleri kaybolmaz.
Yüksek ısı uygulanmadığı için unda sararma olmaz. Bu sebeple diğer işlemlerdeki gibi una beyazlatıcı katkı maddesi eklenmez.
Taş değirmende yapılan unun tahılı ayrıştırılmadığı için doğal ekşi maya elde edilebilir.
Ayrıştırılmadan elde edilen unun raf ömrü kısa olduğu için gerektiği kadar üretim ve tüketim yapılır. Bu sayede her daim taze ve sağlıklı un tüketilir.
Taş Değirmenler Ne İçin Kullanılır?
Taş değirmenler, tahılların una dönüştürülmesi için kullanılır. Tahılların taş değirmende öğütülmesi ile elde edilen un çeşitlerine ise, taş değirmen unları adı verilir.
Günümüzdeki taş değirmenlerinde yulaf, buğday, arpa, pirinç, keçiboynuzu, mısır, nohut gibi sert yapılı tahıllar öğütülür. Aynı zamanda arpa unu, tam buğday unu, mısır unu, nohut unu, pirinç unu, keçiboynuzu unu elde edilir. Diğer öğütme yöntemlerine kıyasla daha doğal olan taş değirmen unları, öğütüldükleri tahılların besin değerlerini de korumaya yardımcı olur. Bu nedenle de taş değirmen unları, insan sağlığı için çok daha faydalıdır.
Değirmencilikte kutsal sayılan hak olgusu getirilen ürünün geri verilmesinde de kendini göstermektedir. Getirilen hiçbir ürün birbiriyle karıştırılmamakta kim hangi ürünü getirdiyse o üründen elde edilen un geri verilmektedir. Geçmiş dönemlerde değirmenlere götürülen ürünlerden öğütülen unlar kısa sürede geri verilemediği için ürün sahipleri birkaç gün değirmende vakit geçirmek zorunda kalabilirlerdi. Bu durumlarda değirmenlerde beklemeyi tercih edenler beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir takım yiyecek ve içecekleri de yanlarında getirirler ve ortak sofralarda bunları tüketirlerdi. Farklı yerlerden gelip birbirlerini tanımayan bu insanların, geçmişte yiyecek içecek paylaşmanın yanı sıra vakit geçirmek amacıyla birçok konuda uzun sohbetler ettikleri, çeşitli yemekli toplantılar düzenledikleri ve geliştirdikleri ilişkiler sayesinde pek çok ticari faaliyetlerini de burada gerçekleştirdikleri söylenmektedir. Değirmenler ayrıca yörede evlilik kurumunun ilk temellerini atıldığı yerlerden biri olarak da önemli mekânlardır. Değirmenlerde geçirilen zamanlarda gerek evlilik çağındaki kişiler gerekse aile büyükleri tarafından görüp beğenilen adayların seçimi buralarda yapılabilmektedir.
Değirmen ve çevresinde oluşan birçok inanış da göze çarpmaktadır. Bunların en başında geleni değirmenlerde geceleri cinlerin yaşadığına dair olanıdır. Bu inanış sebebiyle gece vakti boş değirmene giden kişiler değirmene yaklaştıkları zaman ya bir ışık yakmakta ya da gürültü yaparak değirmene girmektedirler. Bu davranışlar değirmende bulunduğu düşünülen cinlerin oradan kaçmasına yönelik olarak yapılmaktadır.
Geleneksel kültürümüzde “nimet” diye nitelendirilen ekmeğin yapımında kullanılan unun üretildiği yer olması nedeniyle de kutsal yerler olarak görülen değirmenlere girilirken kıyafetlerin mümkün olduğu kadar temiz olmasına dikkat edilmektedir. Değirmenlerden içeri girilirken mutlaka besmele çekilmekte ve unun etrafa saçılmamasına ve üzerine basılmamasına özen gösterilmektedir. Ayrıca yörede kutsal yerler olarak görülen bu değirmenlerden bazılarının günümüzde devam etmemekle birlikte geçmiş dönemlerde ziyaret ve adak yeri olarak da kullanıldığı ve değirmenlerin etrafında bulunan büyük ağaçlara dileklerin yazılı olduğu kağıtlar asıldığı ve bezler bağlandığı söylenmektedir.
Bugünün Gözdesi Elektronik Taş Değirmenler
Sanayi toplumu ile birlikte hızlı üretim ve tüketimin ortaya çıkması sonucu un yapımı için endüstriyel değirmenlere başvuruldu. Ancak günümüzde ilerleyen teknoloji ile birlikte eskiden el gücü ile çalıştırılan taş değirmenler artık elektrikli bir şekilde temel prensibini kaybetmeden üretilebiliyor. Sanayi tipinin yanı sıra ev tipi olarak da üretilen elektronik taş değirmenler ile tahılların özünü ve doğal yapısını koruyarak un haline getirmek mümkün. Üstelik ev tipi taş değirmen ile tahılın yanı sıra nohut, mısır ve mercimek gibi bakliyatlarla da kişisel un karışımları elde etmek mümkün.
Günümüzde taş değirmene en güzel örnek; Hakkari Çukarca’nın Narlı köyünde bulunan ve zamana meydan okuyan taş değirmen 100 yılı aşkın süredir bölge halkı tarafından yazın un, sonbaharda ise tahin yapımı için kullanılıyor. Yörede buğday ve susam bu değirmen sayesinde bölge halkının sofrasına gelmektedir.