Ünlü yönetmen Semir Aslanyürek tarafından yayına hazırlanan “Film Yönetimi Atölyesi” adlı kitap; öncelikle film yönetimini anlamak gerektiğini vurgulayarak, usta işi bir anlatım ve atölye deneyimi eşliğinde film yönetiminin yöntemi konusunda bir rehber sunuyor.
Film yönetimi mesleğini tanımlıyor, kuramsallaştırılmasında ilk adımı atıyor. Sinema sanatı üzerine şu ana kadar kimsenin cesaret edip sözünü edemediği iddiaları dile getirirken ister istemez, sinema eğitimi üzerine de eleştirel bir tutum sergiliyor.
“Kuşkusuz ki her çekim planını yönetmen tasarlar. Filmin her çekim planı yönetmenin bir sözcüğü veya cümlesidir. Görüntü yönetmeni kameranın vizöründen baktığı zaman aslında yönetmenin göstermek istediğini görür. Hatta görüntü yönetmeni kameranın önünde cereyan eden olayları film yönetmeninin gözüyle ve mutlaka onun çizdiği çerçevede görmelidir. Ne olursa olsun çerçeve yönetmenin anlatmak istediği dünyanın sınırlarıdır, bu sınırları kendisi koyar.”
Bir filmin, film bitimindeki “yazılar” bölümünden görüleceği gibi “sayılamayacak” kadar çok “emeği geçeni” vardır. Ancak bir filmin tek yaratıcısı vardır: Yönetmen. Yapımcı filmi yapamaz, oyuncu duyguyu iletemez, set ekibi kurguyu oluşturamaz her şey yönetmenin zihninin ve ediminin ürünüdür. Yönetmen filmin tanrısıdır. Sete geldiğinde zihninin labirentlerinde kaybolmuş bir sahneyi değil önceden her adımı kurgulanmış, yönetmen senaryosunda kayda geçmiş, üzerinde çok uzun süre düşünülmüş bir görüntüyü herkesin görebileceği yaratıma dönüştüren bir sanatçıdır yönetmen.
Prof. Dr. Semir Aslanyürek, 15 Ağustos 1956 Antakya doğumlu. İlk ve Orta eğitimini Antakya'da tamamladıktan sonra, 1978 yılına kadar Şam Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim gördükten sonra, Sovyetler Birliği’nden heykel burs kazandı ancak sinemayı tercih etti.
1986 yılının sonuna kadar Moskova Devlet Sinema Enstitüsü (VGIK) Film Yönetimi Fakültesi, Oyunculuk, Sinema ve TV Filmi Bölümünde Lisans ve Yüksek Lisans eğitimi gördü. Sinema Enstitüsünde "Yara" "Babil'de Yalnızlık" ve "Yukarda Havalar Temiz" adlı kısa filmlere imza attı. 1986’da Türkiye'ye döndükten sonra darbe sonrası siyasi ortamın baskısını birebir yaşayan Aslanyürek, 18 aylık askerlik sürecinden sonra Antakya'da iki yıl Taş yontarak hayatını kazanmaya çalıştı.
1990 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema TV Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak işe başladı. 1993 yılında "Vagon" adlı ilk uzun metrajlı filmini çekti ancak yapım sonrası çalışmalarını tamamlayamadı. İkinci uzun metraj filmi olan "Şellale"yi 2001 yılında çekti. 1995 yılında doçent, 2002 yılında da profesör unvanını aldı. 2003 yılında "Çağlar İçinde Antakya" adlı bir belgesel çalışması yaptı. Yine 2006 yılında "Eve Giden Yol" adlı üçüncü uzun metraj filmini çekti. Diğer uzun metraj kurmaca filmleriyse “7 Avlu” (2009) , “Lal” (2013) ve “Kaos” (2018). Belgesel, reklam ve kısa filmlere de imza attı.
Senaryo Kuramı ve "Bir Dağ Düğünü" adlı yayınlanmış iki kitabı olan Semir Aslanyürek, "Sinema ve TV'de Görüntü Kurgusu" adında Rusçadan bir çevirinin yanı sıra ikisi uyarlama olmak üzere dokuz uzun metrajlı senaryoya imza atmıştır. Arapça ve Rusça biliyor. Oyunculuk deneyimi de bulunuyor.