Edebiyat tarihimizin önemli isimlerinden, yedi dil bilen, çok yönlü öncü kadınlarından biri olan Şair Nigâr Hanım'ın 1898'de yazdığı ilk ve tek romanı, orijinal ve sadeleştirilmiş metin bir arada, Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor.
Şair Nigâr Hanım'ın 18 mektuptan oluşan bu aşk romanının orijinal metnini ve günümüz Türkçesine uyarlanmış halini birlikte sunuluyor.
“Ah, bu acı içinde kıvrandıran sessizlik! Sen onun ne demek olduğunu bilirsin değil mi? O hassas kalbin elbette defalarca bu hale düşmüştür. Ona bir an için bakışlarını geri çevir azizem. Beni hayalinde bulursun.”
İclal Vanwesenbeeck ise kitabı ve yazarını şu sözlerle anlatıyor: "Safahat-ı Kalp, Nigâr Hanım'ın duygularını bir erkek kalemine teslim ederek özgür sesini duyurduğu; mektubun mahremiyetine sığınıp hislerini dünyaya açtığı şeffaf bir eser değildir. Aksine karmaşık duyguların, tasavvufi ve mistik bir tonun hâkim olduğu, kendini bir gösterip bir saklayan bilinç eşliğinde aşk, arzu, sevgi ve dostluğun analizinin yapıldığı bir hikâyedir. Nigâr Hanım böyle bir hikâye için mektup-roman formunu kullanırken muhakkak ki bunun en mahrem duyguları en samimi şekilde paylaşmasına müsaade edeceğinin farkındadır.
(...) Safahat-ı Kalp'i 1901'de kitap olarak yayımlayan İbrahim Hilmi Çığıraçan, önsözünde gelecek yüzyıllara şöyle seslenmiştir: '[...] yayınıyla iftihar ettiğim şu eser, Nigâr Hanımefendi Hazretleri'nin yazdığı diğer eserlerin hepsinden üstündür. Bu, bir şaheser olacak ve kadınlarımızın edebiyat eserleri arasında ölümsüz edebî bir abide addedilecektir.' 121 sene sonra yeni bir alfabeyle yayına hazırlanan bu aşk romanının bugün bize kalbin safhaları hakkında hâlâ söyleyecek sözlerinin olduğunu umuyorum."
NİGÂR HANIM, 1862'de İstanbul'da doğmuş ve Birinci Dünya Savaşı'nın son yılında, 1 Nisan 1918'de, yakalandığı tifüs hastalığından dolayı vefat etmiştir. Nigâr Hanım'ın çok dilli ve sanat dolu hayatı, Osmanlı İmparatorluğu'nda edebî keşiflerin bollaştığı, basım ve yayıncılığın yaygınlaştığı ve kadın haklarının görünürlük kazandığı bir dönemle kesişir.
İstanbul'un ve Osmanlı İmparatorluğu'nun kültürel tarihine ışık tuttuğu için birçok çalışmada ismine rastladığımız Nigâr Hanım, zamanının en üretken kadın yazarlarından biridir. Edebiyat ve müzikle dolu hayatına Tesir-i Aşk ve Girîve başlıklı iki tiyatro oyunu, Efsus I (1887) ve Efsus II (1891), Niran (1896), Aks-i Sada (1899), Elhan-ı Vatan (1916) başlıklı şiir ve düzyazı kitapları, Safahat-ı Kalp (1901) isimli mektup-romanı ve bunların yanı sıra sayısız şarkı, makale, kısa öykü sığdırmış ve Hanımlara Mahsus Gazete'nin (1895-1908) başyazarlığını yapmıştır.
Yirmi beş yıl aralıksız tuttuğu ve bugün Aşiyan Müzesi'nde bulunan günlükleri ise edebî ve kültürel açıdan büyük önem taşır. Almanca ve Fransızcadan çevirileri, -bugün her ne kadar notalarına ulaşamasak da- besteleri bulunan Nigâr Hanım, zamanın en mühim müzisyenlerinden ders alan samimi bir piyanist ve kanun ustasıdır.