İlkeli Söz; Hayatın devamı için bilimden başka gerçek yoktur!.

Türkçede ‘seferberlik’ ne anlama gelir diye sorulursa, bundan böyle ülkenin 3’te biri yok olmuş büyük felaketin ardında kalanların mücadelesi diye yazabilirsiniz.

Dayanışma için herkes ayakta ancak en büyük ihtiyaç tüm bu çabaların koordineli bir şekilde yürütülmesi. AFAD bu konuda koordinasyonu sağlayan tek yetkili kurum. İş dünyasının desteklerini ihtiyaç analizi ve hedeflere göre planlarken kamu koordinasyonunda bölgenin ihtiyaçlarına göre bir yandan TIR’lar dolusu gelen destekleri bir yandan sağlık başta olmak üzere daha çok kullanılacak ihtiyaçlar için hazırlıklarını yaptı. Arama kurtarma ekiplerinin organizasyonu sağlandı. 

"Büyük felaket" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerde görev yapan sivil toplum kuruluşları da, depremzedelerin yaralarını sarmak için tek yürek olup canla başla çalışmaya devam ediyor.

Deniz Aslan arkadaşımızın da ağzından bizzat kendi izlenimlerini noktasına virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşıyorum. 

‘Şişli Belediyesi’nde temizlik işlerinde çalışan Orhan Polat  kardeşim iki gün önce; "abi bende dayanamıyorum burada olmaya " deyip görev isteyeyip Hatay'a gittiler. 3 kişi çöp kamyonu ile.
Biraz önce konuştum ne yapıyorsunuz diye, ‘abi çöpleri topluyoruz burada. Birilerinin de bunu  yapması lazım’ dedi. Duygulanmamak elde değil. Bravo kardeşlerime.’ 

‘İBB Yenikapı Afet Yardım Koordinasyon Merkezi hakkında ki gözlemlerim; İstanbul Büyüksehir Belediyesi,nin Yenikapı’da olan Afet Koordinasyon Yardım Merkezinde günde ortalama 30 Tır yardım gönderiliyormuş.30 Tır. Hepsi gençler tarafından tek tek ayrıştırılıyor, tekrar paketleniyor ve taşınıyor, yine gençler tarafından. Hepsi gönüllü pırıl pırıl gençler. Hepsi duyup gelmiş, ne yapabiliriz diye. Kimse de onları yönlendirmiyor.  Kendi kendilerine organize olmuşlar. İmkanı olan Yenikapı’ya gitsin o gençleri görsün. Ben 20 dk taşıyabildim tıra yüklenecek koliyi. Bırakmıyorlar çünkü. O kadar kalabalık ki gençler, abi bize bırak diyip önüne geçiyorlar.  Başka bir şey görüp taşımak istedim 10 adım attım gelip birileri yine elimden aldı.  Çok mu yaşlı duruyorum dedim, abi ondan değil, aslan gibisin eyvallah ama biz senden genciz dediler. Ve biz yapmak istiyoruz dediler. Sonra bir ara anons geçildi. 1000 kişilik sıcak yemek çıkmıştır ara verin lütfen ve yemeklerinizi de yığın diye. Kimse gitmedi yemek yemeye.  Ama sizin de yemeniz lazım yoksa hasta olursunuz diye bir kaç genç ile konustum. Abi orada insanlar aç iken ve bizden yardım beklerken biz ne yemeği yiyeceğiz diyerek çalışmaya devam ettiler. Duygulanmamak elde değil. Helal olsun sizlere. İyi ki varsınız. Bugun yine gideceğim.’ Zaman zaman umutsuzluğa kapıldığımız gençlerimiz bize müthiş bir gelecek umudu verdi. Bugün dönemimizin Kurtuluş Savaşı’nı yaşıyoruz ve en büyük umudunuz geleceğimiz gençlerimiz ve çocuklarımız. 

Arama  kurtarma ekip ve  köpekleri ile gelen Yunanistan’a Kore’ye, Meksika’ya, Azerbaycan’a, Kırgızistan’a, Almanya’ya, Çek Cumhuriyeti’ne, Ermenistan’a, Hollanda’ya, Avusturya’ya, Japonya’ya, Romanya’ya, Polonya’ya ayrı ayrı teşekkürü bir borç biliyoruz. Hepinize minnettarız, sonsuz teşekkürler.