İlkeli Söz; Hep derim inancını sakatlama. ‘Tevekkül’ en güzel yol. Hayat bir gün değil, bir ömür. Bugün varsa bugünün yarını da var!.
Farklı mecralar olduğunu sananlar var ama instagram da facebook da whatsapp da aynı şirketin platformları. Tüm bu veriler aynı çatı altında toplanıyor.
Paha biçilemez dev bir bilgi kasası.
İnsanlığın kozmik odası.
Geleneksel medyanın kaybettiği güven boşluğundan yararlanarak maalesef bilgi kirliliğini de beraberinde getirerek günümüzün haber alma ve yayma mecraları.
Elimizdeki telefonlara, tabletlere, bilgisayarlara baktıkça bugün diyoruz ki; ‘Biz eskiden ne yapıyor muşuz?’ Kitap okuyor, şiir yazıyor, radyo dinliyor, saatlerce birbirimiz ile sohbet ediyor, gözlerimizin içine bakarak saklamaya çalıştığımız dertlerimizden haberdar olabiliyorduk.
Peki hiç düşündünüz mü hayatın genel akışı içerisinde bu yeni düzen, bizlerden bir çok şeyi götürürken rehin verdiğimiz parmak izlerimiz, yüz profillerimiz, fikirlerimizin karşılığında bize neler vadediyor? Ya da bir başka değişle biz tüm bu bize özel bilgilerimizi neyin, nelerin karşılığında gönüllü olarak paylaşıyoruz?
Dünyayı küçülterek çok uzaklarda yaşayan bir akrabamızdan, tanıdığımızdan haber alabiliyor, yolunu, izini kaybettiğimiz birine ulaşabiliyoruz. Elimizde dev bir kütüphane taşıyor, bulunduğumuz yerden saatlerce bedavaya araştırma yapabiliyoruz. Haber saatini beklemeye gerek kalmadan neredeyse anlık ceryan eden tüm gelişmelere görüntüleriyle ulaşabiliyoruz. Tanıdığımız tanımadığımız hemen hemen herkese aynı dili konuşmasak dahi istediğimiz zaman meramımızı iletebiliyor, iş bağlantıları sağlayabiliyoruz.
Artık fotoğraf tab ettiren hemen hemen hiç kimse kalmadı. Paylaştığımız fotoğrafları cebimizde dijital bir arşiv olarak saklıyoruz. Listeyi uzatabiliriz.
Bu platformlara yönelik yapılan araştırmalara göre kullanma amaçlarımız arasında ilk üç sırada yer alanlardan biri ‘paylaşım yapmak ve yapılan paylaşımları takip etmek’. Kimler görmüş, beğenmiş, kim kiminle neredeymiş derken merak duygumuzu uyanık tutarak bağımlılık yaratmak. Tüm bu platformların ortak özelliği ise ücretsiz olmaları. Aldıklarımızın karşılığında verdiklerimiz var. Dolayısıyla ortada dijital bir ticaret söz konusu. Bu ticaretin bedava oluşunun sebebi, sağladığı kolaylıkları ve sunduğu imkanları kullanırken mecazi anlamda yabancı birinin zihinlerimize girmesi olabilir mi? Yeryüzünde bulunan her insanın parmak izi tek. Bu kadar değerli bize özel, gizli kalması gereken bir bilgiyi paylaşacak kadar düşünme yetimizi bize unutturan sistemin hızla ilerleyen teknoloji ile bizlere verebileceği zararların farkında mıyız?
Yaptığımız paylaşımlardan ve yorumlardan yola çıkarak toplumsal eğilimlerimizi belirleyip suni gündem yaratarak bizi istedikleri gibi yönlendirip yönetebileceklerini biliyor muyuz?
Profesyonel seçim kampanyaları nasıl yürütülüyor dersiniz? Rakiplerin nasıl alt edebileceğini aslında bizler bu platformlar aracılıyla hep bir ağızdan gönüllü olarak haykırıyoruz.
Başa geldiklerinde oturdukları koltuklarda nasıl kalacaklarını da!.