Şehir ve kurum tarihi çalışmalarıyla tanınan Arsen Yarman’ın Osmanlı dönemi mücevherciliği ve Ermeni kuyumcuların katkıları hakkındaki yeni kitabı Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı.

Osmanlı Döneminde Mücevher ve Ermeni Kuyumcular isimli, iki ciltlik bu geniş kapsamlı çalışma, kuyumculuğa dair zengin bir görsel malzemeye sahip.

Kitap, hem kapsadığı uzun zaman süreci (14.-20. yüzyıl) hem de kullandığı arşiv ve kaynakların zenginliğiyle, tozun toprağın içinden çıkan elmas ve altın gibi cevherlerin sarraf ve kuyumcuların elinden geçerek Osmanlı sarayına, zengin köşklerine kadar izlediği yolu aydınlatıyor.

Osmanlı arşiv belgeleriyle görsel malzemeleri bütünleştiriyor.

Osmanlı kuyumculuğunun gelişmesinde I. Selim ve I. Süleyman gibi padişahların bu zanaata duydukları şahsi ilgilerinin de payı bulunduğunu belirten Yarman, Kanuni’nin Irak seferi sırasında Van ve civar şehirlerden birçok Ermeni sanatkârı İstanbul’a getirttiğine dikkat çekiyor.

Bu dönem Ehl-i Hiref-i Hâssa Teşkilatı’nda çalışan “Hoca Mercan”, Kanuni dönemi İstanbul Kadı Sicilleri’nde adı geçen Ermeni kuyumcu “Yonoz (?) bin Tanrıvirmiş”, Kanuni’ye bayram hediyesi sunan kuyumcu Maksud Ali, kuyumcu Mircan, kuyumcu Murad gibi isimler, erken dönem Osmanlı kuyumculuğunda Ermeni kuyumcuların varlığına işaret eder.

Ermeni kuyumcular sonraki padişahlar döneminde de etkinliklerini giderek artırmış ve kitapta pek çok örneği görülen sorguç, çelenk, taç, tirkeş, broş, kemer, bilezik, yüzük, yelpaze, koşum takımı, nişan, madalya, gülabdan, buhurdan, şamdan, şekerlik, fincan zarfı, asa, ayna çerçevesi, sigara kutusu, beşik gibi hem takı hem de gündelik kullanım eşyalarına kadar yayılan geniş bir yelpazede kuyumculuk eserleri üretmiş. 

Arsen Yarman, kitabında Osmanlı döneminde bu zanaatın hem icrası hem de malların teşhir ve satışı için önemli olan Kapalıçarşı gibi mekânları da ihmal etmiyor.

Hem yapının mimari bütünlüğüne hem de faaliyet gösteren atölye ve dükkânlara dair değerli bilgilerin yer aldığı kitapta, kuyumculuk zanaatının icra edildiği atölye ve dükkânları ve lonca düzeninin işleyişine dair kuralları da bulmak mümkün.

Kitapta Osmanlı dönemi Ermeni kuyumculuğunun en önemli ailelerinden Düzyanlara da çok geniş bir yer verilmiş. Kuyumculuğun yanı sıra değerli taş ticaretinde de etkin olan aile, hem ustalıkları hem de yabancı mücevhercilik üsluplarına aşinalıkları nedeniyle padişahların yabancı devlet adamları için yaptırdığı pek çok hediyeyi de ya bizzat yapmış ya da yapım sürecin denetlemiş.  

Kuyumculuğun yalnızca takı ya da süs eşyalarının üretimiyle sınırlı olmadığına, günlük eşyalara daha özel bir kimlik ve değer kazandırmak için de kullanıldığına işaret eden Yarman, mücevherlerle süslenmiş saatçilik ve silah yapımı hakkında da ayrıntılı bilgiler veriyor.

Geç Osmanlı ve erken Cumhuriyetin önemli isimlerinden Levon Mazlumyan da özellikle oturtma masa saatleri alanında öne çıkan ustalardan. İşleri arasında en dikkat çekici olansa, TBMM tarafından Latin harflerine geçiş nedeniyle Mustafa Kemal Paşa’ya hediye edilmek üzere sipariş edilen ve yedi ayda yaptığı anıtsal levhadır. 

Osmanlı Döneminde Mücevher ve Ermeni Kuyumcular kitabı, 2.500 fotoğraf, belge vb. görsel malzemeyi (mücevher fotoğrafları, mücevher çizimleri, kuyumcu mühür ve imzaları) içeriyor.

Sonunda Türkçe ve Ermenice birkaç farklı kaynaktan derlenen kuyumcu listelerine de yer verilen kitap, aynı zamanda bir kaynak niteliğinde.