05 Mayıs 2022 tarihinde “Zehirin Kotası Katlandı” başlığı ile paylaştığım yazımda yüksek fruktozlu mısır şurubu hakkında yapılan açıklamaya ilişkin yazımda yoruma açık kalan tarafları için yanlış algıya neden olacak bilgileri düzeltmek, kamuoyunu açık bir şekilde bilgilendirmek, güncel bilgileri sizlere iletmek amacıyla, Türkiye nişasta sanayini temsil eden en büyük kuruluş olan Nişasta Sanayicileri Derneği (NİSAD) adına Genel Sekreter İsmail Kemaloğlu’ dan açıklayıcı bir bilgi gelmiştir. Ben de sizleri çok daha iyi aydınlatmak adına ilettikleri nişasta bazlı şeker hakkındaki güncel akademik verileri noktasına dokunmadan sizlerle paylaşmak istiyorum. 

“Her şeyin fazlasının zarar olması sonucundan nişasta bazlı şeker tokluk hissi uyandırmadığı için ne kadar çok tüketirseniz tüketin farkına varmıyorsunuz, durma noktasını bilmiyorsunuz. İçindekiler bolümünde glikoz şurubu, fruktoz şurubu, mısır şurubu ve aspartam gibi ibarelerle karşılaşıyorsanız bu ürünlerde yapay tatlandırıcı kullanılmıştır. Bu tatlandırıcıları, karaciğerimiz algılayamaz. Böylece karaciğerimiz beyne tokluk hissi gönderemez. Bu da insanda sürekli yemek yeme ihtiyacı uyandırır.” İfadesine yer verilmiş. Glukoz şurubu nişastanın parçalanması ile elde edilen bir nişasta türevidir. Ülkemizde, tahıl bazlı tarım sayesinde mısırdan yapılır. Nişasta üreticileri ürünlerinde yalnızca geleneksel, GDO içermeyen mahsuller kullanır. Mutfaktaki pek çok uzmanlık alanında bu bileşenin eşsiz kalitesinden yararlanılmaktadır. Hamur işleri, makaronlar, kekler gibi unlu mamullerde; bonbonlar, akide şekerleri ve nugat gibi şekerleme ürünlerinde glukoz şurubu çok önemli bir rol oynar. Glukoz şurubu, toplam şeker miktarının azaltılmasının yanı sıra, iyi bir doku, hacim, parlaklık ve tat kalitesini koruyabilmek için de kullanılmaktadır. Ürünlerin tazeliğini koruyan glukoz şurubu diğer şekerlerle bir araya getirildiğinde çeşitli faydaları ortaya çıkar. Örneğin kek yaparken rafine şeker kullanımı yalnızca tatlılık katarken, glukoz şurubu daha zengin bir doku verebilir. Ayrıca glukoz şurubu bisküvilerin kurumasını önler, keklerin yumuşak kalmasını sağlar, tatlılarda ve reçellerde şekerin ve dondurmalarda suyun kristalleşmesini engeller.

Glukoz şurubu, basit karbonhidrat ailesinin bir parçasıdır. Sakaroz, rafine şeker ve laktoz gibi diğer şekerlerle aynı kalori değerine (4 kcal/g) sahiptir. EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi), karbonhidratların toplam enerji alımımızın %45-60'ını oluşturmasını tavsiye ediyor ve “makul miktarda tüketilen tatlandırılmış ürünlerin dengeli bir beslenmeyle uyumlu olduğunu” belirtiyor.  Glukoz şurubu, doğal kaynaklı bir şekerdir. Yapılan araştırmalara göre normal miktarlarda şeker tüketiminin tip II diyabet hastalığının gelişmesinde tek başına herhangi bir etkisi yoktur. Rafine şekerde olduğu gibi, sağlıklı ve çeşitliliğe sahip bir beslenme düzeninin bir parçası olarak normal miktarda tüketildiği takdirde, insan sağlığına zararlı olduğuna dair henüz geçerli bilimsel kanıt ortaya konmamıştır. Ancak, birçok besinde olduğu gibi, glukoz şurubu da şeker alımının bir parçasıdır. Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenme düzeninde önerilen miktarlarda şeker alımına dikkat edilmelidir.

Ticari bir amaç gütmeden çalışan bir kurum olarak yanlış algılamayı bilimsel gerçeklerle düzeltmeyi ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi bir sorumluluk olarak kabul etmekteyiz. Bilimsel kanıtlar çerçevesinde, açıklamaları tekrar gözden geçirmenizi bekliyor ve kamuoyuna karşı sorumluluğunuz kapsamında düzeltmenizi diliyoruz. NİSAD olarak, nişasta ve nişasta ürünleriyle ilgili tüm bilimsel kaynaklarımızı sizinle paylaşmaktan memnuniyet duyacağımızı bilmenizi isteriz.’

Biz de gazetemiz adına okuyucularımızı güncel, doğru bilgilerle aydınlattığınız İçin Nişasta Sanayicileri Derneği (NİSAD) adına Genel Sekreter İsmail Kemaloğlu’na teşekkür ediyoruz.